Engelli HaklarıGündemHaberlerYazarlar

Yaşam Hakkını Savunmak: Engelli Bakım Merkezleri

Türkiye’de engelli bakım merkezlerinde fiziki altyapı, rehabilitasyon programı ve personel yapısı konusunda devam eden sıkıntılar engelli bireyleri ve ailelerini derinden etkiliyor.

Merkezlerde kalan engellilere uygulanan bakım ihlali, kötü muamele ve hatta işkence iddiaları, ailelerin korkulu rüyası haline geldi.

Kamera Kayıtlarıyla Sabit

Birgün Gazetesi’nde Cuma günü İsmail Arı imzasıyla 26 Eylül’de bir haber yayınlandı:

İstanbul Beylikdüzü’ndeki Özel Mor Menekşe Bakım Merkezi’nde skandallar zincirine imza atıldı. Otizmli çocuklar ile yetişkin bireylerin kaldığı merkeze dair hazırlanan raporla yaşananlar gözler önüne serildi. Merkezde kalan 9 yaşındaki bir engelli erkek çocuğun ailesi, 22 Kasım 2024’te çocuklarının vücudunda darp, ısırık ve yanık izi gördü. Aile, merkezi Emniyet Müdürlüğü’ne şikâyet etti. Merkezdeki bir engellinin de şüpheli şekilde yaşamını yitirdiği anlaşıldı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bu iki olay için başlatılan soruşturma kapsamında skandalın çok daha büyük olduğu ortaya çıktı. Aile Sosyal Hizmetler ve İl Müdürlüğü tarafından üç aylık döneme ait kamera kayıtları incelenerek hazırlanan raporda, 62 engelli çocuk ile yetişkin bireyin kaldığı merkezde 100’ün üzerinde ihmal ve istismara imza atıldığı vurgulandı.

2024 yılının Kasım ayında Niğde Engelsiz Yaşam ve Bakım Merkezi’nde 9 yaşındaki M.Ç.’nin ölümünün ardından da bu bakım merkezinin kamera kayıtları detaylı olarak incelenmiş ve açılan dava sonucunda büyük bir ihmal, şiddet ve işkence zinciri mahkeme kararıyla da sabitlenmişti.

Münferit Değil, Sistemsel

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Bakım merkezlerinde yaşanan şiddet olayları münferit değil, sistemsel bir sorun haline geldi.

KEDİ Otizm Derneği olarak M.Ç.’nin ölümünün basına yansımasının ardından 1-2-3 Aralık tarihlerinde “Yaşam İçin Nöbetteyiz” başlığıyla üç günlük bir nöbet eylemi gerçekleştirdik.  Yaptığımız basın açıklamasında, Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’nden doğan yükümlülüklerini de hatırlattık. Devlet, engellileri şiddet, istismar ve sömürüden korumakla ve bakım sağlayanları eğitmekle yükümlüdür. Ancak bu yükümlülüklerin sahada karşılığı yok.

Bakım merkezlerindeki bu kötü gidişe dur demek yani bir başka deyişle bakım merkezlerinde kalan engellilerin haklarını güvence altına almak ve yaşam kalitesini artırmak için atılması gereken adımlar bir an önce atılmalıdır.

Sesimizi Yükseltelim

Engelli bakımı sadece bir engellilik meselesi değildir; aynı zamanda toplumsal bir sözleşmenin, devlet kapasitesinin ve kamu vicdanının sınavıdır. BM Engelli Bireylerin Hakları Sözleşmesi’nin getirdiği yükümlülükler, artık sözde kalmamalı; sahaya, günlük yaşamın içerisine dokunmalıdır. Gerekli önlemler alınır, düzenlemeler yapılır ve etkin denetimler kurulursa, bu acı tablo ancak o zaman değişebilir.

Engelli bireyler ve aileleri için güvenli, erişilebilir ve onurlu bir bakım sistemi kurmak, toplum olarak ortak sorumluluğumuzdur. Bugün atılan adımlar, yarınlar için umudu, çocuklarımız için ise güvenli bir yaşamı getirecektir.

Sosyal medya hesaplarımız:
İnstagram sosyal medya hesabı için tıklayın
Linkedln sosyal medya hesabı için tıklayın
X sosyal medya hesabı için tıklayın
Facebook sosyal medya hesabı için tıklayın

Haber: Serap Dikmen

Kaynak: Yenigün

Yaşadıkça

Engelliler Haber ve Bilgi Sitesi

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu