Bakan Yardımcısı Madak ile Görüşme Gerçekleştirildi
Engellilerin Haklarına Erişim Platformu, uzun süredir gündemde olan engelli bireylerin ÖTV muafiyetli araç alımı kısıtlanmasına yönelik iddialara ilişkin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Dr. Sevim Sayim Madak’a engelli bireylerin ÖTV muafiyeti konusu başta olmak üzere talep ve şikayetleri bir dosya ile aktarıldı. Engellilerin Haklarına Erişim Platformu’nun hazırlamış olduğu dosya doğrudan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a hitap ederek, hakların korunması ve engelli bireylerin kamuda oluşturulan vergi kısıtlamasından muaf tutulması konusunun önemi üzerinde duruyor.
Aile Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a iletilen dosyada şunlar yazmaktadır;
“Sn. Mahinur ÖZDEMİR GÖKTAŞ
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı
Aşağıda isimleri bulunan bizler, “Engellilerin Haklarına Erişim Platformu” adıyla, engelli hakları için bir araya gelen; 150 sivil toplum kuruluşu ve 71 aktivistten meydana gelmiş bir oluşumuz. Birleşmiş Milletler (BM) Engelli Hakları Sözleşmesi’nden aldığımız güçle; özellikle ekonomik kriz koşullarında, öncelikle gözden çıkarılan engellilerin haklarını, korumayı ve geliştirmeyi amaçlıyoruz. Son yıllarda, olumsuz gelişmelerin önlenememesinin, engellilerin birleşik ve örgütlü bir güç meydana getirerek mücadele alanına çıkmamasından kaynaklandığı ve alandaki konfederasyonların, hakları korumada ve geliştirmede yetersiz kaldıkları için güçlerimizi birleştirerek mücadele etmeyi tercih ettik.
AK-PARTİ hükümetleri döneminde imzalanan ve 28 Ekim 2009’dan beri yürürlükte bulunan BM Engelli Hakları Sözleşmesi’nin “Genel İlkeler” başlıklı 4’üncü maddesinin 3 numaralı bendi aynen şöyledir: “Taraf Devletler, işbu Sözleşme’nin uygulanmasını sağlayacak yasalar ve politikaların geliştirilmesi ve yaşama geçirilmesi ile engellilere ilişkin diğer karar alma süreçlerinde engelli çocuklar da dahil olmak üzere engellilere, onları temsil eden örgütler aracılığıyla sürekli danışacak ve etkin bir şekilde bu sürece dahil edeceklerdir.” Çoğulcu demokrasinin bu evrensel altın kuralı (katılım ilkesi) dururken Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Mehmet ŞİMŞEK, engellilerin seyahat yapma ve toplumsal yaşama katılımlarını güçlendirme amacıyla Sosyal Devlet tarafından 2002 yılında tanınmış olan ÖTV’siz araç alma hakkını ortadan kaldıracak veya sınırlandıracak düzenlemeleri, engelli örgütleriyle müzakere etmeden kamuoyuna açıklamış ve süpekülatif bir ortamın doğmasına neden olmuştur.
Bakan ŞİMŞEK tarafından hazırlanan ve Cumhurbaşkanına sunulan, 2024 yılı Mevzuat Düzenlemeleri Önerileri içinde ÖTV Kanunu ile ilgili olarak “ÖTV ve KDV Kayıpları-Engelli Araçlar” başlığında, 2 alternatif öneri yer aldığı görülmektedir. ÖTV Kanunu’ndaki istisnanın revize edilmesi, istisnadan yararlanma süresinin 5 yıldan 10 yıla çıkartılması, taşıtların veraset yoluyla intikalinde istisnaya konu vergilerin mirasçılar tarafından ödenmesi, her sene yeniden değerleme oranında artan tutarın (araç satış bedelinin) yeniden değerleme oranının yarısı kadar artırılması ve Cumhurbaşkanının yeniden değerleme oranında artan tutarı %50’sine kadar artırma yetkisinin kaldırılması; ilk alternatif olarak önerilmiştir. İkinci alternatifte ise; ÖTV Kanunu’ndaki istisnanın kaldırılması, teşvikin sosyal yardım şeklinde yapılması, engellilerin gelir durumları ve alınacak taşıtların yerli olması vb. kriterler esas alınarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından nakit destek verilmesi önerilmiştir. Her iki alternatifte yer alan öneriler; var olan hakların kısıtlanmasına, kısıtlanan hakkın kullanılmasının imkansız hale getirilmesine ve hatta tamamen ortadan kaldırılmasına yol açacaktır.
ÖTV istisnalı araç alma hakkı; yıllar önce engelli sivil toplum örgütlerinin mücadelesi sayesinde, sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak engellilerin seyahat hakkını kullanmalarını ve toplumsal yaşama etkin bir biçimde katılmalarını sağlamak amacıyla getirilmiştir ve engellilerin bağımsız yaşama hakkını destekleyen çok önemli bir kazanımdır. Hayata katılımda ciddi sorunlar yaşayan engellilerin, yaşam standartını yükselten bu hak; engellilerin ve ailelerinin maddi ve manevi varlığını güçlendirmektedir. Kaldı ki bu hakkın hayata geçirilmesi; BM Engelli Hakları Sözleşmesi’nden ve Anayasa’dan kaynaklı olarak Devletin sorumluluğudur.
ÖTV istisnası ile alınan aracın, hane gelirine dahil edilmesi (engelli aylığı ve evde bakım aylığı başvurularında) ile birçok kişinin sosyal yardımlarının kesildiğini görüyoruz. Üstelik, istisnasız alınan araçlar için kasko veya rayiç bedelinin 120’de biri hesaplanırken ÖTV istisnası ile alınmış aracın, vergiler indirilmiş tutarının 120’de biri dikkate alınıyor. Yani ÖTV’siz alınan araç, hanenin aylık gelirini, diğer araçtan daha fazla artırıyor. Bu uygulamalara, araç alımında fiyat sınırlamasını da ekleyince, öteden beri devam eden hak kayıplarının, “vergide adaleti sağlama” söylemi ile de artarak devam edeceğini görüyoruz.
Üstelik yeniden değerleme oranı ile sınırlandırılan araç alım tutarının yetersizliği ortada iken, artışın; yeniden değerleme oranının yarısına çekilmek istenmesinin de hiçbir mantıklı açıklaması yoktur.
Engellilerin Haklarına Erişim Platformu olarak bizler, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK’in, tasarruf tedbirleri kapsamında engellilerin ÖTV’den bağışık araç alma hakkını sınırlandırmaya hatta kaldırmaya yönelik hazırlıklarına; Engelli Hakları Sözleşmesi’ni, Anayasa’yı ve tüm insan hakları belgelerini gerekçe göstererek haklı nedenlerle karşı çıkıyoruz.
Söz konusu Kanun düzenleme önerilerinin, taraf olduğumuz BM Engelli Hakları Sözleşmesi’nin felsefesine, özüne ve imzalanma gerekçelerine tamamen aykırıdır. “Ayrımcılık Yapılmaması ve Eşitlik” başlıklı madde 5’ e aykırıdır. Çünkü eşitliği sağlamak üzere tanınmış hakların ortadan kaldırılması; ayrımcılıktır. “Bağımsız Yaşayabilme ve Topluma Dahil Olma” başlıklı madde 19’a aykırıdır. Çünkü ÖTV istisna hakkı, engellilerin ve ailelerinin toplumsal hayata, olabildiğince bağımsız ve etkin katılımlarını sağlamak üzere verilmiştir. “Kişisel Hareketlilik” başlıklı madde 20’nci maddesine aykırıdır. Çünkü bu maddeye göre Devletin, engellilerin; hareketi kolaylaştırıcı, kaliteli araç ve gerece, yardımcı teknolojilere, yardım sunan insanlara ve araçlara; karşılanabilir bir maliyetle erişiminin kolaylaştırması yükümlülüğü vardır.
ÖTV istisnasından yararlanma süresinin, beş yıldan on yıla çıkarılması; hızla değişen teknolojik gelişmelerden yararlanılmasını imkansız hale getiren ayrımcı bir düzenleme olacaktır. Oysa ileri teknolojiye erişim hakkı, güvenli araç sürüşünü de destekleyen ve Sözleşme’den doğan bir haktır. 10 yıl içinde arızalanan ve teknolojik olarak eskiyen bir aracın, sadece ÖTV ödenerek satışının mümkün olması; bir tür cezadır. Öte yandan engelli kişinin vefatı halinde, yakınlarından ÖTV tahsil edilecek olmasını ve 10 yıl boyunca ödeme zorunluluğunun devam etmesini; kabul edilemez buluyoruz. Haberlerin çıktığı günden beri ailelerin, engelli yakınları ile bu konuyu konuşuyor olması acı vericidir. “Benden sonra ne olacak” sorusunu soran aileler varken engelliler de “Benden sonra ailem, ÖTV’yi nasıl ödeyecek” diye sorar hale gelmiştir. Oysa engellilerin ve ailelerinin; refahını, huzurunu ve mutluluğunu sağlamak, topluma katılımlarını sağlayacak tedbirleri almak ve onların önündeki ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak Devletin Anayasal görevidir. Bu görev, engelli kişinin vefatı halinde bitecek bir görev de değildir. Engelli aileleri, uzun yıllar engellilikten etkilenerek hayatlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Çoğunluğu sosyal yardımlarla (engelli kişinin vefatı ile kesilecek olan) ayakta durmaya çalışmakta, maddi geliri olsa da engelliliğe dayalı harcamaları nedeniyle ekonomik güçlük çekmekte ve sosyal ve ruhsal sorunlar yaşamaktadır. Tüm bunlarla boğuşan ailelerin, vefat sonrası çok yönlü desteklenmesi yerine, ÖTV ödemesi ile adeta cezalandırılması ile karşı karşıyayız.
Bizler, hareket ve yürüme engeli olup engel oranı %90’ın altında kalan (örneğin; serebral palsili) engellilerin bağımsız yaşama hakkı için ÖTV istisnalı araç alabilmeleri, araç alımı için belirlenen fiyat sınırlamasının kaldırılması ve ÖTV istisnasının, görme engelliler için teknolojik ürünlerde kullanılması gibi hakların iyileştirilmesine yönelik taleplerimizin dikkate alınmasını beklerken var olan haklarımız; bizim olmadığımız yerde bizim hakkımızda konuşularak elimizden alınmak istenmektedir.
Öte yandan, BM Engelli Hakları Komitesi, Türkiye’ye gönderdiği Nihai Gözlem Raporunda, “Yeterli yaşam standardı ve sosyal koruma” başlığı altında; mali krizlerin engelli bireyler, aileleri ve engelliliğe bağlı ihtiyaçlarından kaynaklanan ek masrafları karşılama güçlükleri üzerindeki olumsuz etkisinden endişe duyduğunu belirterek, “Mali kriz zamanlarında, krizin engelli bireyler üzerinde orantısız olumsuz etki yaratmasını önlemek amacıyla, engelliliğe bağlı ekstra masraflar için verilen aylık yardım dâhil, engelli bireylerin sosyal korumaya erişimleri ve yeterli gelir düzeyleri olduğunun temin edilmesini ve kamu politikalarında bu teminata her zaman yer verilmesini” tavsiye etmiştir.
Mayıs ayında yayımlanan 2024/7 sayılı Tasarruf Tedbirleri Genelgesinde; emekli olanların yerine alınacak personel dışında atama yapılmayacağı açıklanmış ancak bu tedbirin, atama bekleyen engelli gençleri kapsamadığına yönelik rahatlatıcı bir açıklama yapılmamıştır.
Mali kriz nedeniyle, yoksulluğu orantısız biçimde artan engellilerin, işsizlik oranında da ciddi artış vardır. Tasarruf tedbirlerinin ağır yükünü engellilerin sırtına yüklemek yerine, Komite’nin yukarıdaki tavsiyesini dikkate almanızı ve kamu politikalarında hakların korunacağına dair bizlere teminat vermenizi bekliyoruz. ÖTV’den bağışık araç alma hakkını sınırlandıran girişim, zaman zaman Hükümet çevrelerince bu hakkın kötüye kullanılmasına dayandırılmakta ve haklı gösterilmeye çalışılmaktadır. Oysa dünyada kötüye kullanılma olasılığı olmayan hiçbir hak yoktur. Bu hakların kötüye kullanılmasını önleme yükümlülüğü yine Devlete aittir. Mevzuatta yer aldığı gibi ÖTV istisnalı alınan araçların engellilerin yararına kullanılmadığı tespit edildiğinde; ÖTV tahsil edilebilmektedir. Araç takip sistemi geliştirerek engelli kişinin yararına kullanılmayan araçların tespitinin yapılması ve kötüye kullanım halinde caydırıcı nitelikte cezaların getirilmesi mümkündür.
Değerli Bakanımız, siz aynı zamanda hükümette engellileri temsil ediyorsunuz. Bu yüzden engellilerin haklarının korunmasını ve yeni hakların kazanılmasını sizden beklememiz gayet doğaldır. Uluslararası sözleşmelere uygun olarak sürece, engelli temsilcilerinin katılımını sağlamanız da sizin yükümlülükleriniz arasındadır. Sizden ÖTV’siz araç alınması konusundaki sınırlandırıcı düzenlemeler, TBMM’ye gelmeden önce; konuyu müzakere etmek üzere, ivedi bir randevu talep ediyoruz. Kazanılmış hakkımızın özünün korunması koşuluyla kamuoyuna açıkladığınız suiistimallerin ortadan kaldırılması için bizim de çözüm önerilerimiz olacaktır. ÖTV Kanunu’nda yapılması istenen düzenlemelere ve acil gördüğümüz sorunlarımıza yönelik, aşağıda yer alan önerilerimizi dikkatinize sunuyoruz.
- ÖTV Kanunu’nda yapılması düşünülen düzenlemeler için sözü edilen her iki alternatif önerinin, TBMM’ye gelmesinin önlenmesi,
- ÖTV uygulamasında, yeniden değerleme oranı ile belirlenen araç alım fiyat sınırlaması uygulamasının kaldırılması,
- Engelli aracı dışında mal varlığı olmayan engellilerin vefatı halinde mirasçılara düşen ÖTV ödeme zorunluluğunun kaldırılması,
- Engellilerin bireysel farklılıklarından kaynaklanan ihtiyaçları çeşitlilik gösterebileceğini hatırlatarak; örneğin, bedensel engelli bir bireyin temel ihtiyacı otomobil olabilirken, görme engelli bireyler için bu ihtiyaç Braille ekran, ekran okuyucu yüklü bilgisayar veya mobil cihazlar, akıllı baston, yapay zeka destekli teknolojik çözümler gibi araçlar olabilir. Bu çerçevede, destek teknolojilerinin ve hareket kolaylaştırıcı araç gereçlerin Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’nde vurgulanan “karşılanabilir maliyetler” kapsamında değerlendirilmesi, sosyal yaşamda ihtiyaç duyulan bu tür araç gereçlerde devlet desteğinin sağlanarak ÖTV muafiyeti uygulanması, bu araçların SGK kapsamına alınması ve KDV istisnası sağlanması gibi düzenlemeler yapılması,
- Engel oranı %90’ın altında kalan serebral palsi nedeniyle yürüme engelli olanların ÖTV’den muaf araç alabilmeleri için düzenleme yapılması,
- Engelli araç alımındaki suiistimallerin önlenmesi için; Özel Tüketim Vergisi II Sayılı Tebliğ’de de yer aldığı gibi, aracın; engellinin yararına kullanılmadığı tespit edildiğinde verilen cezaların artırılması (araca el konulması, araç alımında ödenmeyen ÖTV’nin, yasal faizi ile iki katı kadar geri ödenmesi gibi) ve suistimalleri önleyecek önlemlerin belirlenmesi için bizlerin dahil edildiği bir çalışma yapılması,
- Son yıllarda, engelli ehliyeti olmasına rağmen yenileme sürecinde “sürücü olamaz” kararı verilen ve bunun sonucunda; “engelli ehliyeti mağduru” olanların sayısının arttığını hatırlatarak; tıbbi yaklaşımla yazılmış Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları ile Muayenelerine Dair Yönetmelik’in ile insan hakları yaklaşımına uygun hale getirilmesi, ehliyet ile ilgili komisyonların oluşumunda engellilere ve STK’lara yer verilmesi ve değerlendirmenin, simülasyon cihazı ile yapılması,
- Yine son yıllarda bakım kurumlarında şiddetin arttığını ve hayatını kaybedenlerin olduğunu, engelli çocuğu olan anne ve babaların çaresizlik ve tükenmişlikle çocuklarının hayatına son verip intihar ettiklerini hatırlatarak; engellilerin ve bakım sorumluluğunu üstlenenlerin, geleceğe güvenle bakmasını sağlayacak ve engellilerin bağımsız yaşamalarını destekleyecek her türlü kişisel destek sistemini de içine alacak; sosyal güvenlik sistemi içinde Bakım Sigortası Yasası’nın ivedilikle çıkartılması,
- 2012 yılında, engelli çocuğuna bakan annelere “sigortalanma ve emeklilik hakkı” verileceğine dair verilen müjdeyi de hatırlatarak engelli çocuğuna baktığı için istihdama katılamayan annelerin desteklenmesi için verilen sözün hayata geçirilmesi,
- Ekonomik güçlük içinde olan ve engellilik ile ilgili harcamaları gittikçe artan engellilerin ve ailelerinin aldığı; evde bakım aylığının ve engelli aylığının insana yakışır düzeye getirilmesi ve 18 yaşını dolduran engelli bireylerin istihdam edilememesi halinde, hane içi gelir kriteri uygulanmadan; kendilerine engelli aylığı bağlanması,
- Yürürlüğe girişinin 19’uncu yılında Engelliler Hakkında Kanun’un, uygulanabilirliğinin sağlanması, özellikle ulaşımda, fiziki alanlarda ve bilgi ve iletişim teknolojilerinde erişilebilirliğin sağlanması, sağlanmadığı durumlar için ağır yaptırımlar getirilmesi,
- Cumhurbaşkanı ERDOĞAN’ın, 2022 yılı Engelli Kamu Personeli Atama Töreninde, “Sözleşmeli personel için de yüzde 3 engelli çalıştırma mecburiyeti getirerek 12 bin engelli kardeşimize daha istihdam alanı açtık” sözünü hatırlatarak, derhal yasal düzenleme yapılması, kota oranının artırılması, engellilerin sözleşmeli personel olarak istihdamının sağlanması ve KPSS ile eş zamanlı EKPSS ile alım yapılması,
- 13 Mayıs 2024 tarihinde, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklanan Tasarruf Paketi içinde yer alan “Kamuda yeni personel istihdamının emekli olanlarla sınırlandırılması (3 yıl)” şartından, ilk defa kamuya ataması yapılacak engellilerin, muaf tutulması,
- SGK kapsamında olan tıbbi malzeme ve araç ve gereçlerin, güncel dolar kuru üzerinden ödenmesi için düzenleme yapılması,
- Nadir hastalığı olan çocukların ilaçlara erişiminde yaşanan güçlüklerin giderilmesi ve yaşam hakkının korunması ailelerin taleplerinin dikkate alınması,
- Engellilik politikalarına yön verecek, bağımsız bütçesi olan, tüm engellilerin ve ailelerinin ulaşabileceği merkezi bir yerde Engelliler Bakanlığının kurulması,
- BM Engelli Hakları Sözleşmesi’nin uygulanması, 2030 Engelsiz Vizyon Belgesinde de yer verildiği gibi; tüm mevzuatın Sözleşme’ye uygun hale getirilmesi çalışmalarına ivedilikle başlanması ve BM Engelli Hakları Nihai Gözlem Raporunda yer alan tavsiyelerin yerine getirilmesi,
- Ayrımcılık karşıtı politikaların benimsenmesi ve ayrımcılık suçu işlendiğinde “nefret saiki ile işlenmiş olma” şartının kaldırılması (TCK madde 122 ile ilgili),
- Tüm bu taleplerimizin, özet niteliğinde olduğunu, tüm sorunları kapsamadığını hatırlatarak; acil sorun ve çözüm önerilerinin ortaya konulabileceği bir çalıştay programının, tarafınızdan düzenlenmesi ve katılım ilkesinin gözetilerek bu çalıştaya, Engellilerin Haklarına Erişim Platformunun katılımının sağlanması.”
Kaynak: Yasadikca.com