
Eğitim Hakkı İhlaline Ceza
Otizmli Ozan Barış’ın ayrımcılık yoluyla eğitim hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne 50 bin TL para cezası verildi.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK), İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne otizmli Ozan Barış’ın eğitim hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle 50 bin TL idari para cezası verdi. Bu karar, engelli bireylere yönelik eğitimde ayrımcılığa dair İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğüne verilen ilk yüksek tutarlı ceza olması nedeniyle Türkiye’de emsal teşkil ediyor.
Otizm spektrum tanısı bulunan Ozan Barış, yıllarca eğitim sistemine dahil edilmedi. Annesi Sedef Erken’in çabalarıyla yürüyen mücadele sonucunda Türkiye’de ilk kez, bir kamu kurumu engellilik temelinde “makul düzenleme yapmama” suretiyle ayrımcılık yaptığı gerekçesiyle cezalandırıldı.
Ayrımcılık Denildi
TİHEK, öğrencinin kayıtlı göründüğü okullarda fiilen eğitim alamadığını, evine en yakın uygun okulda özel eğitim sınıfının önce açılıp sonra kapatılmasının öğrenciyi sistem dışına ittiğini ve bu süreçte kamu otoritelerinin anayasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini tespit etti. Özellikle İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün talepleri zamanında değerlendirmemesi ve süreci sürüncemede bırakmasını “ayrımcılık” olarak değerlendirildi. Kararda şu ifadelere yer verildi: “Otizmli öğrenci kamu idaresinin pasifliği nedeniyle bir yılı aşkın süre eğitim hakkından mahrûm kalmıştır. Bu süreçte eğitim hakkının gerektirdiği hız ve hassasiyetle hareket edilmemesi, eşitlik ilkesine aykırıdır.”
Kararda, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün makul düzenleme yükümlülüğünü yerine getirmediği, öğrencinin eğitime fiilen ulaşamaması ayrımcılık olarak değerlendirildi. Avukat Erken kararı şöyle değerlendirdi: “Bu karar sadece oğlum için değil, eğitim sisteminin dışında bırakılan ya da eğitim hakları ihlal edilerek hakkı olan eğitimi alamayan binlerce engelli çocuk için önemli. Artık kimse ‘okulumuz proje okulu, özel eğitim sınıfı açmayız” diyemeyecek. Bu karar, kamu kurumlarının yalnızca kâğıt üzerinde değil fiili erişimi sağlayacak şekilde engelli bireylerin haklarını güvence altına alma yükümlülüklerini hatırlatıyor. Aynı zamanda engellilere yönelik sistematik ayrımcılığın belgelenip yaptırıma bağlandığı ilk örneklerden biri olarak hukuk literatürüne geçecek nitelikte.”
Kaynak: BirGün