Engelli Öğretmen Adayları Sesleri Duyulsun İstiyor
Merhabalar sevgili okurlar.
2018-2020 yılları EKPSS (Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı)’na katılan adaylar arasından puan üstünlüğüne göre alınacak öğretmenlerin atamalarına ilişkin Duyuru, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından, 26 Ocak 2021 tarihinde yayımlandı. Atama bekleyen adaylar,
1-5 Şubat tarihleri arasında ön başvurularını yaptılar. Atama yapılacak alan ve kontenjan sayıları ise 11 Şubat’ta ‘personel.meb.gov.tr’ adresinde yayınlanacak. Adaylar, ön başvuruda bulundukları alanda kontenjan verilmesi halinde tercih başvurularını; ‘personel.meb.gov.tr’ adresinde yer alan Elektronik Tercih Başvuru Formu’ nu doldurmak suretiyle 15 Şubat’a kadar yapabilecekler. Atama takvimi ise henüz netlik kazanmadı.
2018-2020 EKPSS Sınav Sonuçlarına göre 500 engelli öğretmen adayı göreve atanacak. Engelli öğretmen adayları bu sayının yetersiz olduğunu, kendileri için en az 2000 kişilik kontenjan ayrılması gerektiğini söylüyorlar. Son birkaç gündür konu ile ilgili olarak onlarca
e-posta aldım. Bu postaları gönderenlerin hepsi de büyük zorluklarla okumuş, pırıl pırıl gençler. Bir an önce atanıp vatana vatana-millete yararlı nesiller yetiştirmeyi hayal ediyorlar. Onların sesini duymazdan gelmek çok zor. Örneğin; okurum Ayşe Hanım şunları söylüyor:
“Merhabalar, ben ataması yapılmamış engelli bir öğretmenim. Öncelikle sizlere yaşadığım engel dolu hayatımı anlatmak isterim. Ben her iki haftada bir damar yolundan onkolojide akıllı ilaç almaktayım. Bununla beraber sürekli tahlillerim de yapılmakta. Eğer kan değerlerim düşüşe geçerse (ki her ay aynı problem) ünitelerce eritrosit (kırmızı kan) alıyorum. Ve tüm günüm hastanede geçiyor. Bu durum hem manevi hem maddi anlamda beni sürekli yoruyor, yıpratıyor. İdame tedavi ile hayatımı sürdürmek zorundayım. Ben bunları yaparken de kimse beni anlayıp yanımda olmuyor veya olamıyor.
Üzüntümü katmerleyen başka olay ise MEB’in engelli öğretmen ataması olarak bizlere 500 kişilik kontenjan sayısını vermesi. Bu 500 sayısı kırk beş tane branşa dağıtılacak ve hiçbir şekilde bu dağılım adaletli yapılamayacak. Bu sayıyı paylaştırdıklarında zaten tüm engelli öğretmenler tekrar bir hüzne boğulacaklar.
Sizden istediğimiz bizim sesimizi duyurmanızdır. Bu 500 sayısının artması için birçok etkinlik yaptık. Hâlâ bu sayının arttırılması için üstün çaba sarf ediyoruz. Çünkü perşembe günü bu atama için tercihler alınmaya başlanacak ama yine bir çoğumuz atanamayacak. Engelli olduğumuz için yine yakın çevremize özellikle maddi açıdan yük olacağız.
Bizleri anlayacağınızı biliyor ve sesimizi duyuracağınıza inanıyoruz. “
Kronik bir bağırsak hastalığı olan Ülseratif Kolit nedeniyle %50 oranında raporlu olan bir başka okurum, Nesrin Hanım, ise şöyle yazmış:
“Merhaba Ayşegül Hanım.
Hayat su gibi akıp giderken, olmaz dediklerimiz başımıza gelirken, şöyle 3-5 dakika zamanımı durdurup size yazmak istedim. 2016 yılında tanıştım ben hastalığımla. O sene Üniversitenin ilk yılı, çalışıp çabalayıp iyi bir bölüm kazanmanın haklı gururu, heyecan, toyluk ve evet her şeyi başardın rahatlığı! Yanılmışım. Benim için her şey o yıl başladı. Artık rahatsızlığımla birlikte bir yaşam sürdürmem gerekiyordu. Onunla birlikte yola çıkmam, onunla birlikte sınavlara girmem, onunla birlikte âşık olmam, üzülmem. Koşuşturmam tabii ki olacaktı, ilk zamanlar çok zorlandım, çok yıprandım. Bir ara toparlandım alıştım, evet dedim artık onu tanıyorsun. Ta ki okulu bitirip atanma sürecine gelene kadar. Ben onu tanıyorum da başkaları da onu tanımalıymış; yoksa olmuyormuş bunu öğrendim. Evet ben bir Psikolojik Danışmanım. Okul psikolojik danışmanı olmak istiyorum. Engelli Öğretmen atamalarıyla atanabiliyorum. Bunun için EKPSS’ ye girmem lazımdı. 2020 Nisan ayında yapılması planlanan EKPSS pandemiden dolayı 3 kez, toplamda 6 ay ertelendi! Belirtmeliyim ki, diğer sınavlar gerçekleştirilirken bizler bekledik. Beklemek ne zor bilir misiniz? Tam hayallerinize kavuşmanıza ramak kalmışken sürekli ertelemeyle karşılaşmak ve o hayallere kavuşamamak? Engellileri topluma, sosyal yaşama kazandırmak amacı ile planlananlar ancak bu plânların uygulanmasında göz ardı edilen amaçlar. Ben size söyleyeyim Ayşegül Hanım, bizler sosyal yaşama adapte oldurulmaya çalışılan yük! gibi görülüyoruz. Diğer sınavlar yapılırken bahanelerle EKPSS’ nin ertelenmesi, sesimizi duyurmaya çalışırken birçok kişinin duymaması, atamaların uzatılması ve en can sıkıcı olanı da 500 engelli öğretmen kontenjanı verilmesi…
Hani ekonomik özgürlük diye temeli lanet olası paraya dayanan bir söylem var ya, o olmadan hayat zor. Hele ki dar gelirli bir aile bütçen varsa, elin kolun bağlı beklemek pek zor Ayşegül Hanim. Şu anda, 4 yıllık hukuk ile es değer bir bölümden güzel bir derece ile mezun olmama rağmen mesleğimi yapamıyorum. Bir markette kasiyer olarak çalışıyorum ve dört gözle atama haberini bekliyorken aldığım haber ‘500 engelli öğretmen ataması’. EKPSS puanım da 83, gayet güzel bir puan olarak görünürken atama kontenjanının az olmasından dolayı güzel puanların da içi boşaltıldı. Onlar da artık göstermelik…
Benim gibi binlerce engelli kardeşim var 5 ya da 10 seneden, belki de doğduğundan beri bu ötekileştirilmeye maruz kalan. Bizler artık mesleğimizi elimize alıp bu yaşımıza kadar verdiğimiz yaşam mücadelesinin meyvesini görmek istiyoruz. Verilen 500 engelli öğretmen kontenjanını yetersiz buluyoruz, bu sayı arttırılsın istiyoruz ve artık yük gibi görülmek, istemiyoruz! 2022 yılında tekrar EKPSS sınavına girmek istemiyoruz. 2 bin engelli öğretmen ataması yapılsın istiyoruz. Sesimizin duyulmasını istiyoruz…”
Okurum Yıldız Hanım da şunları söylüyor:
“Ben bir öğretmenim, engelli ve atama bekleyen bir öğretmen…
Mücadeleler içinde bir hayat sürüyorum ben, tıpkı diğer insanlar gibi… Ancak benim gibilerin mücadeleleri biraz daha çetrefilli.
Bazen düşünüyorum, ‘hayata dair tüm tercihlerimi özgürce yapabilseydim eğer acaba şu an neler yapıyor olurdum’ diye ve derya deniz hayallere kapılıp gidiyorum…
Benim ilk okuldan beri hayalimdi öğretmen olmak. Öğretmenin Sayın Ali Bey’ in yerine koyardım kendimi hep. Sağ olsun hiç kıyamazdı bana, hastanede geçirdiğim ve dolayısı ile okula gidemediğim günlerin telafisini elinden geldiğince yapmaya çalışırdı. Üstelik böyle bir sorumluluğu da yoktu. Bu nedenle imrenirdim ona. Bu mesleği seçmemdeki tek neden onun gibi merhametle vicdanla mis gibi çocuklar yetiştirmekti.
Hastane okul arasında mekik dokuyarak geldim ben bu zamana avuç avuç ilaçlarla ağrı çeke çeke… Dehşet paralar harcandı babam vefat edene kadar borç ödedi. Bana yansıtmamaya çalışıyorlardı ama farkındaydım her şeyin, Hadi maddiyatı geçtim… Annemin, babamın gözlerindeki hüznün 7 yaşında da farkındaydım şimdi de farkındayım… İşin özü şu; zor bir hayat yaşadım ve hâlâ da yaşıyorum. Yine de çok şükür, daha kötüsü de olabilirdi… Ben bu mücadele içindeyken canım mesleğim için ter döktüm hiç yılmadan tüm engellere rağmen…
Ayşegül Hanım 500 engelli öğretmen atanacağını açıkladılar, sadece 500… Hangimizin yarasına merhem olacak bu sayı? Kendimi geçtim artık. Babam göremedi, gözü arkada aklı bende kaldı. Zaten hayattayken de öyleydi. Bari annem biraz rahat etsin, ‘kurtardı kızım kendini’ desin…”
Yukarıdaki mektupları bana gönderilen, çoğunu gözüm yaşararak okuduğum onlarca e-posta arasından rastgele seçtim. Ancak tüm mektuplar ortak bir istekte buluşuyor: Engelli öğretmen kontenjanının 500’ den 2000’ e çıkarılması. Sayıştay raporuna göre 138 bin öğretmen açığı bulunuyor. Millî Eğitim Bakanlığı geçtiğimiz yıl. 40 bin öğretmen ataması gerçekleştirdi; bu yıl bu sayının bu 55 bine çıkarılması ile ilgili görüşmeler devam ediyor.
Konunun ilgili ve yetkililerinin engelli öğretmen adaylarının seslerine kulak vereceklerine ve konu ile ilgili olarak en doğru kararı alacaklarına yürekten inanıyorum.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz günler dileği ile…
Ayşegül DOMANİÇ YELÇE
Hürriyet