Görme Engelli Bireylere Avrupa Turu ‘Haram’
Bastonuyla Avrupa turu yapmaya karar veren görme engelli Yusuf Ak’ı turizm şirketleri çeşitli gerekçelerle reddetti: “Mola verdiğimizde tuvalete nasıl gidecek?”
Seyahat hakkı tüm bireyler için olduğu gibi engelli bireyler için de en temel haklardan birisi. Yapılan bir araştırmaya göre Avrupa’da her yıl 8 milyon engelli bireyin en az bir kez yurtdışı seyahatine çıktığı, 15 milyon engelli bireyin ise kendi ülkesinde iç turizm faaliyetinde bulunduğu belirtiliyor. T.C. Anayasasının 23. Maddesinin “Yerleşme ve Seyahat Hürriyeti” başlığı altında ise engelli olsun olmasın tüm bireylere yerleşme ve seyahat özgürlüğü tanınıyor. Dolayısıyla seyahat etmek herkes için temel bir hak iken, engelli bireyler için seyahat etme özgürlüğünün kısıtlanması, anayasal hakkın ihlali anlamına geliyor.
Geçtiğimiz şubat ayında görme engelli Yusuf Ak, sosyal medyada karşısına çıkan reklamlardan etkilenerek bastonuyla Avrupa turu yapmaya karar verdi. Ardından 5 tur şirketine başvurdu. Ancak ne yazık ki bazı seyahat acentelerinin ‘engelleyici’ ve ‘korumacı’ tutumu bazılarının da farkındalıklarının yetersizliği nedeniyle bu konudaki çabaları sonuç vermedi. Biz de konunun taraflarına ve uzmanlarına yaşanan süreci nasıl değerlendirdiklerini sorduk.
‘Bilmediğim şehirlerde bastonumla dolaşmaya devam edeceğim’
‘Haydi Avrupa’ya’ adlı turizm şirketine Yusuf Ak’ın yaptığı başvuru 19 Şubat tarihinde kabul edildi. Ancak acente tarafından peşin ödeme alındıktan iki gün sonra şirket WhatsApp üzerinden yazarak, “Keşke öncesinde bize söylemiş olsaydınız. Avrupa’da kaybolursunuz. Hiçbir Avrupa turu firması sizi almaz. Bu tur size zararlı olur” ifadelerini kullandı.
Ardından ücreti iade edilen Ak, ilgili Instagram gönderisinin altına, “Neden herkes gibi birey olduğum gerçeğini kabul etmiyorsunuz? Keyfi iptaliniz nedeniyle bir haftadır özgüven kaybı yaşadım. Yine de pes etmeyecek; bir engelli olarak, yıllardır olduğu gibi hiç kimsenin desteği olmadan özgürce hareket etmeye, bastonumla dolaşmaya devam edeceğim” şeklinde yorum yaptı.
Gelen bu yoruma tepki gösteren şirket, “Neden herkes gibi birey olduğum gerçeğini kabul etmiyorsunuz?” sorusunu da, “Bize önceden söylemeniz gerekiyordu. Sözleşmede uçsuz bucaksız her ayrıntı yazmaz. Her şeyin ifade edilmesine de gerek yok” diye cevapladı.
‘Görme engelli olduğunuz için güvenliğinizi sağlayamayız’
Bir turizm şirketi tarafından reddedilmesinin ardından Ak, ‘Gençler Geziyor’ isimli şirketin Instagram hesabına mesaj atarak bu kez, “Görme engelli olmam sorun oluşturur mu? diye sordu. Ardından şirketle yaptığı telefon görüşmesinde, görme engelli olmasının sorun oluşturmayacağı ifade edildi. Bu yanıta çok sevinen Ak, seyahate katılmak için yazılı başvuru yaptı. Ancak başvuru tarihinden 3 gün sonra telefonla arayan şirket, görme engelli olması nedeniyle güvenliğini sağlayamayacaklarını gerekçe göstererek kendisini tura kabul edemeyeceklerini bildirdi.
Şirketin bu yaklaşımını eleştiren Ak, 28 Şubat’ta şirketin Instagram gönderisinin altına bir paylaşım daha yaptı: “8 yaşından beri ailemden uzak yaşamama, özgürce hareket etmeme rağmen neden reddediliyorum? Yaşantıma dair gram bilginiz yokken neden kendi engelli algınızı bana dayatıyorsunuz?”
‘Bir refakatçi olması koşuluyla kabul edebiliriz’
Ak, yeniden reddedilmesine rağmen yılmadı ve bu kez ‘Avrupa Masalı’ adlı şirket ile temas kurdu. Konuştuğu yetkili, Ak’ın görme engelli olmasını anlayışla karşıladı ve 150 euro karşılığında 5 bin 140 TL ön ödeme alarak, 4 Mart’ta sözleşmesini yaptı. Başvurusu kesinleşen Ak, 27 Nisan’da başka bir numaradan arandı. ‘Avrupa Masalı’ şirketi adına aradığını belirten kişi, Avrupa’daki kuralların çok sıkı olduğunu ve kendisini ancak bir refakatçisi olmak koşuluyla kabul edebileceklerini söyledi. Ak’ın bu durumu kendisine yazılı olarak bildirmesini istediğinde ise, “Mağdur olmanızı istemiyoruz. Kaç km yol yapacağız biliyor musunuz?” diye tepki gösterdi. Herhangi bir yazılı bildirimde bulunmayan şirket, 29 Nisan’da döviz kurundaki hareketliliği göz önünde bulundurmaksızın 5140 TL’yi Ak’ın hesabına iade etti.
Ak, bu kez İnterbus Tur şirketine ulaştı ve yaptığı görüşmede, görme engelli olmasının herhangi bir problem oluşturmayacağı söylendi. Şirketin internet sitesinde temmuz ve ağustos aylarında yüzdelik olarak boş kontenjanlarının olduğunu görüntüleyen Ak, temmuz ayı için başvuru yaptı. Ancak başvurusuna cevap olarak ancak eylül ayında tura katılabileceği ifade edildi. 4 tur şirketine yazılı olarak başvurmasına rağmen olumlu yanıt alamayan Ak, bu süreçte Tourbulance adlı bir şirketle de sözlü olarak temasa geçti. Şirketle yaptığı telefon görüşmesinde ancak refakatçisiyle birlikte geldiği taktirde kabul edileceği belirtildi.
‘Birleştirici değil, ayrıştırıcı bir yaklaşıma maruz kaldım’
Başvurduğu şirketlerin çeşitli gerekçelerle kendisini reddetmesinden üzüntü duyan Yusuf Ak, yaşadıklarına ilişkin şunları anlattı:
“Körlüğün avantaj ve dezavantajlı kısımlarını yaşayan ben olmama karşın; beni benden fazla düşünen acente çalışanlarının iyilik maskesi altına gizlenmiş empati terörüne maruz kalıyorum. Empati terörü diyorum çünkü birleştirici değil; ayrıştırıcı bir yaklaşıma maruz kaldım. Kendi zihin dünyalarında yarattıkları engelli hapishanesinde beni tutsak ettiler. Şirketlerden herhangi bir ayrıcalık talep etmememe karşın cesaretimi kırmaları kabul edilebilir mi? Belki de onlar açısından bir şans olabilecekken hepsi ortaklaşmışçasına beni reddetmeleri iki taraf açısından büyük bir kayıp. Bundan sonra bu zihniyetin değişeceğine olan inancımı yitirsem de turizm sektörüne girecek gençlerimiz lütfen bize umut olsunlar. Birlikte, hiçbir engel olmaksızın özgürce seyahat edebilmenin kapısını aralasınlar.”
‘Destek isteyip istemediği kendi hür iradesine bırakılmalı’
2010 yılından beri turizm kavramı üzerine kafa yorduğunu söyleyen Herkes İçin Turizm Derneği başkanı Ali Aydoğmuş turizm şirketlerinin bu yaklaşımlarına ilişkin olarak, tura katılan herhangi bir bireyin de tur rehberinden destek almak zorunda kalabileceğini ifade ederek şöyle devam etti:
“Grupta bulunan herhangi birisi yemeği beğenmeyebilir, huzursuzluk çıkarabilir, çok sık tuvaleti gelen biri olabilir. Bu nedenle tura katılanlardan hiçbirinin sorun çıkarmayıp bir görme engellinin sorun çıkaracağı düşüncesi kabul edilebilir gibi değil. Tur şirketleri engelli bireylerin evinde oturması gerektiği, kamusal alanda bulunmasının diğer vatandaşları rahatsız edeceği, bastonuyla tek başına gezemeyeceği anlayışına sahipler. Bu nedenle genelde görme engelliliğinden kaynaklı reddetmek yerine ispatı mümkün olmayan yalanlara başvurabiliyorlar. Oysa bir görme engelli birey; ekran okuyucusu vasıtasıyla tüm yazılı şartları okuyup bu tura katılmayı göze alıyorsa, bu onun bağımsız hareket edebilme yetisini kazandığını gösterir. Yanı sıra hangi konuda destek isteyip istemediği kendi hür iradesine bırakılmalı.”
‘Yusuf’u ayrımcılığa maruz bırakan şirketler özür dilemeli’
Psikolog Burcu Ovacık ise seyahat etme hakkı elinden alınan ya da ‘refakatçi koşulu’ gibi dayatmalara maruz bırakılan Yusuf Ak’ın yaşadıklarıyla ilgili şu noktalara dikkat çekti:
“Yusuf görme engeli nedeniyle hayatı boyunca birçok zorlukla baş etmek durumunda kalmış ve engeliyle ilgili birçok zorluğu aşabilmiş, bilinçli ve aklı başında bir özne olarak yaşamını sürdürmekteyken; turistik bir geziye katılıp katılamayacağına dair gerekli değerlendirmeyi yapma aklına sahip herkes gibi bir yurtdışı turuna katılmak istemiş. Zira akıl yürütme, riskleri değerlendirme, çok boyutlu düşünme becerileri ile ilgili organımız gözümüz değil beynimizdir. Fakat ona bu süreçte görüştüğü hemen herkes tarafından görme engeli nedeniyle ‘aciz’, ‘yetersiz’, ‘yardıma muhtaç’, ‘sorun teşkil eden’… gibi damgalar yapıştırılmış. Ayrımcı yaklaşımları ‘iyiliğini düşünmek, güvenlik’ gibi gerekçelerle mantığa bürümek, hak odaklı ve çözümcül olmaktan uzak savunmalar maalesef. Yusuf’u bilerek ya da bilmeyerek ayrımcılığa maruz bırakan seyahat şirketlerinin; sorunu bu açıdan değerlendirmesi, özür dilemesi, koşulların iyileştirilmesi ve hak odaklı bir anlayış geliştirmeyle ilgili sorumluluk alması gerektiğini düşünüyorum.”
‘Hiçbir yeri görmüyorsa, tura gelmesinin bir anlamı yok’
Yusuf Ak’a refakatçisiyle geldiği takdirde kendisini kabul edeceklerini aksi takdirde tur için uygun olmadığını belirten şirketlere bir görme engelliyi reddetmelerinin nedenlerini sorduk. Şirketlerin sorularımıza yanıtları şöyle:
Haydi Avrupa’ya: Evet, tura almadık doğrudur. Hatta diğer acenteleri de aradığını, gözlerinin görmediğini söylediği anda vazgeçtiklerini biliyoruz. Görme engelli bir insanın sorumluluğunu üzerimize alamayız. Avrupa’ya çıkan bir insan hiçbir yeri görmüyorsa, gezme anlamında bunu değerlendiremeyecekse zaten tura gelmesinin bir anlamı yok. Bu turun konsepti çok farklı. Bu konseptte görmeden caddeleri ve sokakları gezemezsiniz. Ben onu tek başına bırakamam, o sorumsuzluğu yapamam. Kaldı ki ben grupla mı ilgileneyim onunla mı ilgileneyim? Bundan grup da rahatsız olur.
‘Görme engeli olmayan bir refakatçi olursa katılabilir’
Gençler Geziyor: Yasal olarak bir engel yok. Ama biz sonuçta ful düzeniz. Yanında görme engeli olmayan bir refakatçi olursa katılabilir. Bunu da zaten söyledik.
‘Mola verdiğimizde tuvalete nasıl gidecek?’
Avrupa Masalı: Turumuz 19 gün sürüyor. Tura kayıt yapan arkadaşımız ikna olmuş ancak biz sonrasında yönetim kurulu olarak değerlendirdik ve turumuz için de kendisi için de uygun olmayacağını düşündüğümüz için kabul etmedik. Görme engelli birisinin tek başına gezerken güvenlik açısından açık bir hedef olacağını ve bunun da sorun teşkil edeceğini düşündük. Daha önceden Avrupa turları yapmış bir şirket olarak bu kişinin tura uygun olmadığını, başına bir şey gelebileceğini düşünüyoruz. Mola verdiğimizde tuvalete nasıl gidecek? Tuvaletin yönünü nasıl bulacak? Normal insanlar bile sıkıntı yaşayabiliyor. Kişiyi korumaya çalıştık. Bu nedenle kabul etmedik.
‘Kontenjan dahilinde yardımcı olabiliriz’
İnterbus: Görme engelli olmasında bizim için bir problem yok. Ama vize randevusunda yaşanan sıkıntılardan ötürü biz temmuz ve ağustos ayındaki büyük Avrupa turu grubumuzu komple eylüle aldık. Ancak kontenjan dahilinde yardımcı olabiliriz.
‘Biz sadece tavsiyede bulunduk, bir engel koymadık’
Tourbulance: Biz gayet dürüst, sağlıklı çalışan bir firmayız. Piyasada gördüğünüz hastalıklı insanlar gibi de değiliz. Çok ciddi bir iftira var burada. Biz sadece kendisinin zorlanacağını, yorulabileceğini, harita programını kullanmakta zorlanabileceğini, yanında bir refakatçiyle gelirse daha iyi olabileceğini söyledik. Ama yanınızda bir refakatçi getirmek zorundasınız diye bir tabir asla söz konusu olmadı. Dilerse Yusuf Bey bu programa katılabilir. Biz sadece tavsiyede bulunduk, bir engel koymadık.
Konuyla ilgili olarak aradığımız TURSAB (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) ise 5 iş günü içinde dönüş yapacağını belirtmesine rağmen sorularımıza yanıt vermedi.
Kaynak: Gazete Duvar