Haberlerİçimizden Biri

Görme Engelli Müzisyen Rehber Köpeğiyle Dünyayı Yeniden Keşfediyor

Çocukluğunda izlediği bir çizgi filmle rehber köpeklerden haberdar olan ve bir rehber köpekle yaşamanın hayalini kuran Kemal Görey Beydağı, eşleştiği Bulut’la çocukluk hayaline kavuşurken, onun kendisine açtığı yeni ‘konfor alanının’ tadını çıkarıyor.

Yurt dışındaki prodüksiyon firmalarına, televizyon kanallarına ve reklam ajanslarına müzik üreten 32 yaşındaki doğuştan görme engelli kompozitör Kemal Görey Beydağı, birlikte aldıkları zorlu eğitimlerin ardından eşleştikleri rehber köpeği Bulut’un hayatına girmesiyle dünyayı yeniden keşfediyor.

Kemal Görey Beydağı, 6 yaşından itibaren müzik eğitimi aldı ve akademik eğitimini klasik Batı müziğinde devam ettirdi. Uzun yıllar müzisyenlik yapan Beydağı, çoğunluğu ABD’de olan yurt dışındaki prodüksiyon firmalarına, televizyon kanallarına veya reklam ajanslarına müzik üreten bir kompozitör olarak yaşamını sürdürüyor.

Dünyadaki engelli kompozitörleri destekleyen Able Artist Foundation’ın üyesi, aynı zamanda görme engelli kompozitörlerin eserlerinin yarıştığı yarışmanın ilkinin büyük ödülünün sahibi ve jüri üyesi olan Beydağı, ABD’de yüksek lisans düzeyinde kompozitörlük eğitimi alan engelli profesyonellere seminerler de veriyor ve bazı Holywood firmaları için çalışıyor.

Kendisini “Türkiye’deki en yeni rehber köpek sahibi ve Bulut’un en iyi arkadaşı” olarak tanımlayan Beydağı, AA muhabirine rehber köpeği Bulut’la tanışmasını, zorlu eğitim sürecinin ardından eşleşmesini ve Bulut’un yaşamına getirdiklerini anlattı.

Beydağı, rehber köpek kavramını çocukken izlediği bir çizgi film sayesinde öğrendiğini dile getirerek, “Filmde bir çocuk, eve köpek almak istiyor fakat babası izin vermiyor. Çocuk da rehber köpek programından haberdar oluyor ve bir köpekle hayatı paylaşabilmek için rehber köpek programına katılıyor. Böylece babası ona izin vermek zorunda kalıyor. Sonra o rehber köpek büyüyor ve bir görme engelliyle eşleşiyor. Bu, bende kalıcı bir bilgi bıraktı; bir köpek, benim bu kadar sevdiğim bir evcil hayvan benim hayatımda böyle önemli bir role sahip olabilir ve bana bütün dünyanın kapılarını aralayabilir. O dönemde Türkiye’de rehber köpek sahibi olup olamayacağımı araştırdım ve olmadığını öğrendim.” dedi.

Bir arkadaşının 2018’de kendisine Rehber Köpekler Derneğinden bahsettiğinde buna çok şaşırdığını ifade eden Beydağı, şöyle devam etti:

“Göz doktorum da bana dernekten bahsedince dernekle temasa geçme zamanımın geldiğini düşünerek, 2019’da iletişim kurdum. Bekleme süreci başladı. Bir rehber köpeğin görme engelliyle birleşmesi çok ciddiyetle ele alınması gereken süreç. 2 yıl boyunca küçük heyecanlı bir çocuk gibi acaba ne zaman bir rehber köpekle eşleşeceğimi de düşündüm. Rehber Köpek ve Hareketlilik Eğitmeni Burcu Bora’dan bu yıl telefon aldım ve kendisine hayatım hakkında gereken bilgileri verdim. Kendimi çok hızlı bir şekilde Sarıyer’de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının kampüsünde Bulut’la birlikte eğitim almaya başlamış halde buldum. Eylülde eğitim başladı. Tarihleri hatırlamayacak kadar duygusal bir dönemimdeydim çünkü bir rehber köpekle eşleşecektim. Bu, bir çocukluk hayaliydi benim için ve çocukluk hayali gerçekleşen her yetişkin gibi bütün yetişkin meselelerini bir kenara bırakıp sadece bu etkinliğe odaklandım. Eşleşme, eğitimlerin sonunda gerçekleşiyor. Eğitimlerde evvela hem Bulut’un hem daha ziyade benim başarılı olmamız icap ediyor ki eşleşebilelim. Bu, tamamen sizin hareket yapınızı, zihinsel disiplininizi kökten değiştiren bir süreç. Bildiğiniz her şey geride kalıyor çünkü Bulut bir rehber köpek ve size yepyeni bir alan sunuyor. Bunu sunabilmesi için önce var olan alanı yıkmak zorunda.”

Beydağı, ilk haftayı içeren temel eğitimde Bulut’la iletişim kurmayı, onun kayışını tutmayı ve anlayacağı anahtar kelimeleri kullanmayı öğrendiğini, daha sonra kampüsün bahçesinde, devamında da sahil, alışveriş merkezi gibi yerlerde çalıştıklarını anlatırken, duygularını şöyle dile getirdi:

“Bulut’un görev tasması ve kayışı elimde, Bulut beni yönetirken ilk kez kampüs dışına çıktığım zaman hayatımda hiç bu kadar heyecanlandığımı ve bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum. Benim için o kadar ilginç ve güzel bir deneyimdi ki… Refakatçi desteği olmadan sevgili rehberimle mağazalar gezdik, kıyafetler baktık, kafeye gittik, oturduk. Açıkçası lunaparka gitmiş gibiydim.”

Kampüsteki eğitimin ardından Tuzla’daki evinin merkeze alındığı 1 aylık eğitimde günde yaklaşık 15 bin adım attıklarını, Avrupa yakasına gittiklerini, İTÜ’de derse katıldıklarını kaydeden Beydağı, “Bulut’la birlikte sahneye çıktık, öğrencilere performans verdik. 1 ayın sonunda bir Ankara seyahatimiz oldu, uçağa bindik. Bu mezuniyet sınavıyla da Bulut’la eşleşmiş olduk.” dedi.

“Böyle bir dosta, böyle bir aile üyesine sahip olmak kadar büyük bir şans ve büyük bir keyif yok”
Kemal Görey Beydağı, Google’de çalışan bir görme engelli avukatın, görme engellilerin hayatlarını bir laboratuvar şeklinde tanımladığını aktarırken, şöyle devam etti:

“Bu laboratuvarda biz günün 24 saati problem çözüyoruz. Problem çözmek benim için bir içgüdü, bir refleks. Her alanda her zaman problem çıkabilir karşınıza, bozuk bir yol, fazla kalabalık, kötü ışıklandırma, yağmur, fırtına, fazla güneş… Her şey sizin için yeni bir sorun dolayısıyla yeni bir çözüm şansı doğurur. Bulut, benim hayatımda en çok bunu değiştirdi; sorunların bir kısmını çözmeyi üstlendi ve böylece ben çok daha yaratıcı sorunlarla uğraşma vakti buldum, çok daha özgür bir zihinle hayatın yeni açılarını tanıma ve onları deneyimleme şansı yakaladım. Çocukluğumdan beri hep sahnede olmayı tercih ettim. Bunun bir sebebi de sahneyi izleyenlerin arasında olmanın benim için fazla kaotik olmasıydı. 100 kişi, 500 kişi, 1000 kişiyle bir konser salonuna gitmek, sahneyi izlemek, onlarla birlikte salona girip çıkmak benim için hep korkutucu olmuştur. O yüzden hep sahnede, onların izlediği tarafta olmayı ve kuralları kendim koymayı tercih ettim. Bulut’un hayatıma kattığı bence en önemli şey; Bulut sayesinde artık o 1000 kişinin arasında oturup sahnede olanı izlemenin basit keyfine varma şansına sahibim. Artık izleyicilere ne verebileceğimi, izleyicilerin arasında olarak da geliştirebilme şansı buldum.”

Bulut’layken insanların kendilerine yaklaşımının çok olumlu olduğunu belirten Beydağı, “Bulut’la hayata karışmaya, dünyayı yeniden keşfetmeye başladığım andan beri insanların Bulut’a ve dolayısıyla bana karşı olan empatisini ve sempatisini hissediyor ve deneyimliyorum. Bulut’un görevini, benim onunla olduğumu anlıyorlar ve bu cesur ikiliye bence büyük bir saygı duyuyorlar.” dedi.

Beydağı, bir görme engelli için rehber köpeğin hayal edilebileceğinden, tahayyül edebileceğinden çok daha büyük farklar yarattığını vurgulayarak, şunları söyledi:

“Elbette ki her engelli gibi görme engelliler de hayatını idame ettirme, dünyayı keşfedebilme için müthiş yaratıcı yollara sahip. Ben de bu şekilde büyüdüm ve doğuştan bir görme engelli olarak hayatı keşfetmekten, deneyimlemekten asla geri durmadım. Bir rehber köpeğin varlığı, her evcil hayvanın ruhumuza iyi gelmesi gibi ama bir rehber köpek evcil hayvan olmadığı, bir görev köpeği olduğu için size dünyayı keşfederken müthiş bir konfor alanı sağlıyor. Sizin için hep burada, asla güveninizi sarsmıyor, asla dikkati dağılmıyor, asla yorulmuyor ve ilk aşamada her zaman sizin güvenliğinizi ve mutluluğunuzu düşünüyor. Böyle bir dosta, böyle bir aile üyesine sahip olmak kadar büyük bir şans ve büyük bir keyif yok.”

Rehber köpeğin eğitimi 2 yıl sürüyor

Rehber Köpek ve Hareketlilik Eğitmeni Burcu Bora da bir rehber köpeğin eğitiminin yaklaşık 2 yıl sürdüğünü belirterek, süreci şöyle özetledi:

“Sahiplendiğimiz Golden Retriever veya Labrador Retriever yavruları, gönüllü bakıcı aileye veriyoruz ve aileleri yavruların nasıl bir eğitimden geçecekleri konusunda bilgilendiriyoruz. Köpeklerimiz 15-16 aylık olana kadar gönüllü ailede kalıyor. Köpek terapi köpeği veya rehber köpek olmak konusunda özgür. Gönüllü aileden alındıktan sonra 3-6 aylık bir dönem benimle eğitim alıyor. Görme engellinin hayatını kolaylaştıracak, sokak köpekleriyle, kedilerle, kargalarla iletişimi sağlayacak bir eğitimi kapsıyor. Köpek o süreçte benim dışımda kimseyi görmüyor. Görme engelli eşleşmesinden önce de köpeğimize ‘Bu mesleği yapacaksan görme engellini sen seçeceksin.’ diyoruz. Yüzde 50’yi ben seçiyorum yüzde 50’yi köpek seçiyor. Görme engellerimizin evlerine gidiyoruz ve köpek aslında orada kendi tavrını belirtiyor.”

Bora, köpekle bir görme engelli eşleşmesinden önce görme engelliye de test yaptıklarını dile getirerek, “Kimi köpeğimiz sakin ses tonundan hoşlanıyor, kimi köpeğimiz erkek sesinden hoşlanıyor. Yürüyüş hızı, ses tonu çok önemli. Bulut, kadın bir eğitmenden eğitim aldı ama gönüllü ailesi erkekti. Benim söylediklerimi çok iyi dinliyordu ama erkek sesi olunca daha iyi odaklanıyordu. Bu nedenle Bulut için erkek adaylar aradım.” dedi.

Eşleşme ve eğitim sürecinde rehber köpek, görme engelli ve eğitmenin birlikte çalıştığını kaydeden Bora, “Bensiz yaşamaya başladıklarında maraton başlıyor. Köpek görme engelliyi daha iyi tanıyor, görme engelli köpeğin reaksiyonlarını tanıyor. Eşleştikten sonra senelik düzenli kontrollerimiz yapılıyor. Eğer görme engelli rehber köpeğine yeni bir şey öğretmek isterse ben destek veriyorum.” diye konuştu.

Bora, her yıl bir rehber köpekle bir görme engelliyi eşleştirmeye çalıştıklarını dile getirerek, “Daha fazla görme engellinin hayatına dokunabilmek için daha çok gönüllü bakıcı aileye ihtiyacımız var ki görme engellilerin hayatlarını bir adım daha hızlandıralım, daha emin yürüsünler.” dedi.

AA

Yaşadıkça

Engelliler Haber ve Bilgi Sitesi

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu