EğitimEngelli HaklarıGündemHaberler

İzmir’de Özel Eğitim Öğrencisine Öğretmenden Zorbalık İddiası

İzmir’de, özel eğitim alan Hamit Namdar İçen’in ailesi çocuklarının okulda öğretmenlerinin mobbingine maruz kaldığını öne sürdü. Yaşanan mobbingin kayıt altına alındığını iddia eden aile İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün soruşturma başlatmadığını söyledi.

İzmir Çiğli’de Evka-5 Gülen Kora Ortaokulu’nda eğitim alan engelli öğrenci Hamit Namdar İçen’in ailesi, çocuklarının öğretmenleri O.E.U. ve H.E. tarafından zorbalığı maruz kaldığını öne sürdü. Zorbalığı kayıt altına alarak kanıtladıklarını iddia eden aile, İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün olayla ilgili soruşturma başlatmadığı dile getirdi.

Özel eğitim öğrencisi Hamit Namdar İçen’in annesi Fatma İçen, oğlunun okul sonrası eve gelince hareketlerinden şüphelendiğini belirtip, “Okuldan yoğun bir ekolali (kişinin bir başkasının söylediği kelimeleri veya cümleleri tekrarlaması durumu) haliyle eve gelmeye başladı. Normalde yoğun olmayan bir şekilde olurdu. Okuldan gelince çocuk çok değişik bir şekilde agresif ve sinirli oluyor. Bir gün dinleme cihazı koydum. Dinleme cihazını koyduğum gün boyunca öğretmenleri çocuğun sandalyeden kalkmasına asla izin vermiyorlar. Sürekli dalga geçiyorlar, bağırıyorlar, kızıyorlar. Çocuğumun ekolali durumuyla sürekli dalga geçiyorlar. Çocuk okulda zorbalığa maruz kalıyor. Dinleme cihazında her şey net bir şekilde duyuluyor” dedi.

Ses kaydında yaşananları dinledikten sonra şikayette bulunduğunu anlatan Fatma İçen, “Şikayet dilekçemi savcılık kaymakamlığa vermiş. Kaymakamlık da İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gönderdi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü ise ‘dinleme cihazı uğultuludur, ses anlaşılmamıştır’ yanıtını verdi. Tekrar itiraz ettim. Dinleme cihazı uğultuluysa bilirkişiye gönderilsin istedim. Söz konusu cihazın sesi nettir ve istenirse bir uzmana başvurulup seste iyileştirmeler yapılabilir. Kanıt görmezden gelindi. Kaldı ki çocuğun beyanını hiç kimse dikkate almadı. Çocuğumu dinlemediler. Algıları iyi, kendisini normal bir şekilde ifade edebiliyor. Ama buna rağmen dikkate almadılar. Bir pedagog, psikolog veya rehberlik uzmanı ile görüştürülmedi, oğlumda yaratılan tramvaya tepkisiz kalındı. İkinci itirazımızın sonucunu bekliyorum” diye konuştu.

Yönetmelikler kağıt üzerinde

Özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin kapsayıcı bir anlayışla eğitim hayatlarını sürdürmelerine yönelik düzenlemeleri içeren Milli Eğitim Bakanlığı’nın Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nin kağıt üzerinde kaldığını belirten Kabul, Eşitlik, Dahil olma, İstihdam (KEDİ) Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen, “Bize göre özellikle gölge öğretmen gibi eksikleri de bulunan yönetmelik, geliştirilmeyi beklerken, hali hazırda içerdikleri de uygulama alanında özellikle otistik öğrenciler açısından sorunlu yürüyor. Özel eğitim uygulama okullarında dahi alan mezunu öğretmen sayısı oldukça yetersiz. Yaygın eğitim kurumlarında açılan özel eğitim sınıflarında durum aynı. Kaynaştırma öğrencileri ise ilköğretim ve branş öğretmenlerinin büyük bir kısmının konu hakkında bilgi eksikliği ve yaklaşım yanlışlıkları nedeniyle okullarda neredeyse sadece fiziken bulunuyor. Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları maalesef olması gerektiği şekilde uygulanmıyor, yaptık demek için yapılıyor. Biz bunları hem ebeveyn olarak yaşıyoruz, hem de derneğimize özellikle eğitim yılı başında yoğun gelen bildirimlerden biliyoruz ve iddia ediyoruz. Bütün bu karmaşanın denetim eksikliğinden olduğunu düşünüyoruz” diye onuştu.

 Denetim mekanizması gerekiyor

İzmir’de derneğe iletilen sorunları önce Milli Eğitim İl Müdürlüğü’ne aktardıklarını ifade eden Serap Dikmen Ahmetoğlu, “Ancak çoğu zaman çözülmedi ne yazık ki biz de çözülmeyenleri Ankara’ya iletiyoruz. Bu eğitim öğretim yılı başında bize aktarılan en ilginç olaylardan birini örnek vereyim. İlköğretim özel eğitim sınıfı öğrencisinin nakli Torbalı’da bir okula yapılmış ama Eylül’de okula gittiklerinde çocuk, kendisinden sonra başka bir çocuğun kayıt edilmesi nedeniyle açıkta kalmış, evlerinden uzakta özel eğitim uygulama okuluna verilmiş, sınıfında gözleri görmeyen bir çocuk varmış, yani otizmli çocuk için uygun bir sınıf değil. Biz bu sorunun ilde çözülmesini sağlayamadık, Genel Müdürlüğe bildirdik, çözüme ulaştık. Böylesine bir hata kabul edilemez düzeyde. Bu konuda yine İzmir’de en içimize sindiremediğimiz bir konu da, özel eğitim anasınıfı 3 öğrencisine fiziksel ve psikolojik şiddeti idari soruşturmada subut bulan öğretmenin, sadece kınama cezası alması ve aynı okulda aynı göreve devam etmesidir. Gözleri gibi baktıklarını iddia ettikleri bu çocukların ve hatta ailelerinin bütün bu olaylardan nasıl etkilendiklerini hesap edebiliyorlar mı? Etkin bir denetim mekanizması kurulmadıkça, her bir öğretmen ve hatta tipik gelişen öğrenciler farklılıklarla birlikte yaşama kültürünü benimsemedikçe kapsayıcı eğitim, sadece yönetmeliklerde yazılı kalmaya devam edecek. Üstelik, bütünleştirici ve kapsayıcı eğitim anlayışına ters düşecek şekilde Urla’da özel eğitim kampüsü yapılma planları duyuyoruz. Özel eğitim sınıflarına kamera yerleştirilmesi konusundaki talebimiz de yaşanan tüm ihmal ve şiddet iddialarından kaynaklı, bu konudaki mücadelemiz şu an Danıştay’da dava açmaya kadar gitmiş bulunmakta” dedi.

‘Öğretmenin üstün yararı gözetiliyor’

Fatma İçen ve oğlunun yaşadığı durumla ilgili konuşan Dikmen, “Denetim ve kamera olmadığı için Fatma hanım dedektif gibi iz sürmek durumunda kaldı. Aldığı ses kaydını ben dinledim, her şey çok açık, ama konuşmalar belirsiz gerekçesiyle soruşturma izni verilmemiş. Bir de bu tip korumalarla karşılaşılıyor. Biz şunu gözlemledik, hatta yaşadık. Çocuğun üstün yararı değil, öğretmenin üstün yararı gözetiliyor” ifadelerini kullandı.

İddialar gerçeği yansıtmıyor

Olayla ilgili il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinden elde edilen bilgilere göre, gerekli soruşturmaların yapıldığı, ailenin iddialarının doğru olmadığı aktarıldı. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün iddialar sonrasında soruşturma açtığı ancak öğretmenlerin suçsuz olduğu ortaya çıktığı öğrenildi. Daha sonra olay savcılığa intikal ettiğini belirten yetkililer, savcılık tarafında yapılan incelemede öğretmenlerin suçsuz olduğu belirlendiği ifade etti. Öte yandan 28 şubat günü öğretmenin, öğrencinin ağabeyi tarafından darp edildiği belirtildiği, gerekli darp raporları alındığı ve darp girişimiyle şikayetçi olunduğu ve hukuki sürecin başlatıldığı öğrenildi.

Kaynak: gazeteyenigun.com.tr

Yaşadıkça

Engelliler Haber ve Bilgi Sitesi

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu