
Manisa’da müdürün otizmli öğrenciyi merdivenden itmesi kaynaştırma eğitimini yeniden tartışmaya açtı. Okullarda kaynaştırma öğrenci sayısı 430 bin, 2050’de 930 bin olması bekleniyor. Uzmanlara göre bu öğrencilerin akranlarıyla ders almaları doğru bir uygulama ancak Türkiye’deki okullarda verilen kaynaştırma eğitiminde birçok problem yaşanıyor.
Manisa’da müdürün otizmli öğrenciyi merdivenden itmesi ve ardından o okuldaki velilerin çocuğa yüklenmesi kaynaştırma eğitimini yeniden alevlendirdi. Kaynaştırma öğrencisi, özel eğitim ihtiyacı olan (öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği, otizm, işitme-görme-bedensel yeti kaybı vb.) bir çocuğun akranlarıyla birlikte normal sınıfta eğitim görmesi anlamına geliyor. Öğrencinin kaynaştırma öğrencisi olmasına, okulların bağlı olduğu Rehberlik ve Araştırma Merkezleri (RAM) ile psikiyatrik değerlendirmelerin yapıldığı hastanelerden alınan raporun seviyesiyle karar veriliyor. Raporda ağır düzeyde zihinsel engelli olanlar kaynaştırma öğrencisi olamıyor. Bu öğrencilerin özel alt sınıflarda ya da evde eğitim almaları gerekiyor.
430 Bin Öğrenci Var
2020’de 318 bin 327 öğrenci, eğitimini kaynaştırma ve bütünleştirme yoluyla sürdürürken 2025’te bu sayı 430 bin oldu. Son 20 yılın sayısal değerlerini kullanarak yapılan tahmine göre bu sayının 2050’de 930 bin olması bekleniyor. Kaynaştırma eğitiminde öğrenci sayısı gibi sıkıntılar da artıyor. Uzmanlara göre bu öğrencilerin akranlarıyla ders almaları doğru bir uygulama ancak Türkiye’deki okullarda verilen kaynaştırma eğitiminde birçok sorun yaşanıyor. Bunun başında öğretmenlerin zihinsel engelli öğrenciler ile normal öğrencileri aynı sınıfta bir arada tutmakta zorlanması geliyor. Kuralları tam olarak algılamayan öğrenciler kimi zaman sınıf düzenini bozarak dersin işleyişini aksatabiliyor. Kaynaştırma eğitiminin sağlıklı verilebilmesi için atılması gereken adımları Çocuk ve genç psikiyatristi Prof. Dr. Veysi Çeri’ye sorduk:
15 yıllık deneyimim bana şunu acı örneklerle gösterdi: Otizmli çocuklar şiddet eğilimli değil, şiddet mağduru olmaya eğilimli. Otizm spektrumu; sosyal ipuçlarını algılamada zorluk, duyusal aşırı yüklenme (ses, ışık, dokunma) ve iletişim kopukluğuyla karakterizedir. Çocuğun “saldırısı” sandığınız şey, büyük ihtimalle bir meltdown (duygusal çöküş) ya da shutdown (kapalılık) anıdır (beynin aşırı uyarıya karşı savunma mekanizması). (Manisa’daki olay) 8 yıldır aynı okulda okuyan bu çocuğun geçmiş travmaları (muhtemelen önceki zorbalıklar) birikmiş olabilir, ama asıl sorumlu desteklenmeyen bir eğitim ortamı.
Eğitim Lafta Kalıyor
Maalesef kaynaştırma eğitimi lafta kalıyor; çünkü öğretmenler yetersiz ve herkes işin kolayına kaçma derdinde. Değil sorunlu, canlı çocuklara bile tahammül yok artık. Oysa eğitimcilik tahammül işidir. Her çocuk biriciktir ve kendine özel bazı ihtiyaçları vardır. Ona göre bunu anlayıp, kavrayarak davranmak gerekir. Bu sadece otizm değil her çocuk için böyle. Hele de otizmi çok iyi bilmiyorsanız, davranışlarını anlamak ve yönetmek imkânsız. Ama bilirseniz her şey çok kolaylaşır. Ne yazık ki okullar -özellikle özel okullar- işin kolayına kaçıyor. Sadece otizmli çocuklar değil, biraz hareketli olanlar da aynı muameleye uğruyor. Size şaka gibi gelecek ama bu hafta takip ettiğim 4,5 yaşındaki hafi f hareketli bir çocuk, kreşten atıldı. Gerekçe: Diğer çocukları derse girmemesi için “örgütlemesi” ve ders sırasında kaydırakta kaymak istemeye devam etmesi…
Ne Yapılmalı?
▪️ Öncelikle okullarımızda kreşten itibaren değerler ve farklılıklar eğitimleri verilmeli. Çocuğu yalnız bıraksanız da bir yaştan sonra kendi kendine okuma yazmayı öğrenebilir ama merhamet, şefkat ve empati gibi insani değerler maalesef sadece bir diğer insandan öğrenilebiliyor.
▪️ Her okulda, yönetici ve öğretmenlere zorunlu otizm eğitimi verilmeli. Bu eğitimlere ailelerin de katılması sağlanmalı. Çocuklar da eğitilmeli.
▪️ RAM’lar güçlendirilmeli. Her ilçede aktif hâle getirilmeli. Bireysel eğitim planları kâğıt üstünde kalmamalı takip edilmeli.
▪️ Şikâyet mekanizması devreye alınmalı. ‘Özel Gereksinimli Çocuk Koruma Hattı’ kurulmalı. Gelen şikâyetler bağımsız ekiplerce incelenmeli.
▪️ Kaynaştırma okullarına ek bütçe sağlanmalı. AB standartlarında kaynaştırma için pilot okullar seçilerek başarıları takdir edilmeli. Bu yapılmazsa, çocuklar gibi toplum da kaybeder. Bu çocuklar geleceğin Einstein’ları olabilir, yeter ki şiddet yerine destek verin. Aileler ve öğretmenler, otizmli çocukların ‘özel’ değil, ‘farklı ihtiyaçlı’ olduğunu kabul etmeli. Sihirli anahtar, empatiyle yaklaşmak.
Ailelere Tavsiyeler
▪️ Sabır ve rutin önemli. Çocuğun günlük rutinlerini bozmayın. Ona yönelik saldırıları yargılamayın; altında yatanı sorun. “Duyusal mı, açlık mı, yoksa zorbalık mı?” anlamaya çalışın.
▪️ Destek ağı kurun. Diğer otizmli ailelerle gruplara katılın. Şikâyetleri duygusal değil, kanıtlı tutun.
▪️ Kendi bakımınızı unutmayın. Siz tükenirseniz çocuk da etkilenir; terapi alın, mola verin.
Öğretmenlere Tavsiyeler
▪️ Gözlemleyin, etiketlemeyin. Davranışın sebebini arayın. Belki gürültüden kaçıyor, dokunma istemiyor.
▪️ Pozitif pekiştirme kullanın. İyi davranışları övün, cezadan kaçının.
▪️Çocuğun ailesiyle haftalık görüşün. Sınıf arkadaşlarını eğitin. Görmezden gelmek ya da dışlamak yerine,
Bakan Tekin: Bu Tutumdan Vazgeçin
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, geçen ay katıldığı toplantıda, kaynaştırma öğrencisi istemeyen öğretmenlerden bu tutumlarından vazgeçmelerini rica etti ve bu öğrencilere yardımcı olmaları gerektiğini söyledi.
Sosyal medya hesaplarımız:
İnstagram sosyal medya hesabı için tıklayın
Linkedln sosyal medya hesabı için tıklayın
X sosyal medya hesabı için tıklayın
Facebook sosyal medya hesabı için tıklayın
Kaynak: Türkiye Gazetesi


