New York Metrosunda Trene İtilen Türk Kadının Durumu Ağır
New York metrosunda giderek artan saldırıların son kurbanı olan Türk vatandaşı Emine Yılmaz Özsoy’un eşi Ferdi Özsoy, hayat arkadaşının boynunun kırıldığı saldırıya ilişkin, “Emine’nin hayatının geriye kalan kısmını elinden aldılar.” dedi.
Uluslararası sivil toplum örgütünde çalışan New York doğumlu Özsoy, AA muhabirine, iIlüstrasyon sanatçısı eşinin pazar günü Manhattan’daki metro istasyonunda tanımadığı biri tarafından uğradığı saldırı sonucu boynunun kırıldığını, vücudunu hareket ettiremediğini ve yürüme ihtimalinin zor olduğunu anlattı.
Uzun yıllar İstanbul’da yaşadığını ve eşiyle 2017’de tekrar New York’a taşınıp yeni bir hayata başlangıç yaptıklarını ifade eden Özsoy, “Güzel günlerimiz oldu ama pazar günü acı bir trajedi yaşadık ve o (saldırgan), bir insanın hayatını tamamen elinden aldı.” dedi.
Olay günü işiyle ilgili Florida’da bulunduğunu dile getiren Özsoy, eşinin başından geçenleri polisin kendisini araması sonucu öğrendiğini ve doktorla konuştuğunda durumun ne kadar ciddi olduğunu anladığını belirtti.
“Tanımadığı, hiç hayatında muhatap olmadığı bir insan”
Ferdi Özsoy, saldırının eşinin sabahın 06.00’sında işe gitmek için kullandığı metro istasyonunda tanımadığı, hiç hayatında muhatap olmadığı bir insan tarafından yapıldığını, saldırganın kollarından tutup hareket eden trene doğru iterek ciddi şekilde yaralanmasına sebep olduğunu anlattı.
Özsoy, “Hiç alakamız yok bu kişiyle. Neden bilmiyorum ama bir şekilde Emine’yi seçti. Neden böyle bir şey yaptı? Neden bu güzelim insanın hayat yolculuğunu elinden aldı bilmiyorum.” ifadelerini kullandı.
Acılı eş, saldırganın gözaltında olduğunu belirterek, New York Bölge Savcılığının bizzat takip ettiği dava sonucu ömür boyu hapis cezasına çarptırılacağı beklentisini paylaştı.
New York’un giderek daha güvensiz olduğunu kaydeden Ferdi Özsoy, aslında çok özel bir yer olan ve insanların hayallerinin peşinden geldikleri şehrin, bu özelliğini son 3 senedir yavaş yavaş yitirdiğini söyledi.
Özsoy, New York’taki güvenlik zaafına dikkati çekerek, özellikle metro ve otobüs durakları gibi mekanların artık güven vermediğini, insanların gündelik hayatlarında korkuyla yaşadıklarını anlattı.
“Metro ulaşımında güvenlik yoksa şehir nasıl gelişsin?”
New York metrosunda son zamanlarda insanların saldırılara maruz kalmasının şehir sakinlerinde hayal kırıklığı oluşturduğunu söyleyen Ferdi Özsoy, “Gerçekten üzücü çünkü metrolar şehrin can damarı.” dedi.
Kovid-19 salgınıyla özellikle son 3 yıldır şehirdeki güvenlik sorununun giderek daha kötü hal aldığına işaret eden Özsoy, “Şehirde yaşayan insanlara hizmet verilmiyorsa bir sanatçı trajik bir şekilde alaşağı edilmişken bu şehir nasıl kalkınsın? Bizi şehrin bir ucundan diğer ucuna bağlayan metro ulaşımında güvenlik yoksa şehir nasıl gelişsin?” diyerek tepkisini dile getirdi.
“Belediye başkanının bizi arayıp kontrol etmesini umuyordum. Bu, sadece karıma değil tüm New Yorklulara karşı bir şiddet eylemidir.” ifadesini kullanan Özsoy, şehrin merkezindeki metro istasyonunda yaşanan saldırı sonrası New York Belediyesinden kimsenin aramamasının da ayrı bir üzüntü sebebi olduğunu söyledi.
Özsoy, böyle durumlarda maddi ihtiyaçların yanında psikolojik desteğin de çok önemli olduğunu vurgulayarak, New York’taki Türk yetkililerden de daha yakın ilgi beklediklerini, bunun kendilerine güç vereceğini ifade etti.
Ferdi Özsoy, bununla birlikte New York Polis Teşkilatı (NYPD) dedektiflerinin iki gün içinde zanlıyı tespit ederek gözaltına almasının sevindirici olduğunu, Bölge Başsavcılık Ofisinin de saldırganın hak ettiği cezayı alması için üzerine düşeni yapacağına inandığını söyledi.
Ameliyat sonrası hayata tutunmaya çalışıyor
Emine Özsoy’un zor bir ameliyat geçirdiğini, önünde zorlu bir süreç olduğunu belirten Ferdi Özsoy, eşine ilk yardım müdahalesi yapan, hastaneye ulaştıran, ameliyatla hayata döndüren herkese teşekkür etti ve “İlk önce onlar yanındaydı. Emine’yi hayatta tutmayı başardılar. Onlar olmasaydı bekli de şu an Emine ile konuşamayacaktık. Emine’yi dinleyemeyecektik.” dedi.
Özsoy, doktorun 35 yaşındaki eşi için “Ameliyat masasında kalp atışı da tansiyonu da hiçbir şekilde oynamadı. O, gerçekten bir savaşçı ve o masadan kalkmayı Emine kendisi başardı.” dediğini aktardı.
Eşinin, doktorların beklentisinin aksine ameliyattan sonraki gün kollarını az da olsa oynatabildiğini ve ikinci gün konuşmaya başladığını belirten Özsoy, onun bu zorlu süreci atlatabilmesi için moralini yüksek tutmaya çalıştıklarını ifade etti.
Ferdi Özsoy, eşinin sanatçı kişiliğinin de etkisiyle çok güçlü bir iradeye sahip olduğunu, yaşananları atlatıp ayağa kalkacağına inandığını dile getirdi.
Yardım kampanyası büyük ilgi gördü
İş arkadaşı tarafından “Gofoundme” isimli internet sitesinde Emine Özsoy için başlatılan yardım kampanyası yoğun ilgi gördü. Yardım yapanların arasında Türk vatandaşları kadar ABD’li ve diğer ülke vatandaşları da yer aldı.
Kadın sanatçının bu olaydan sonra hayat mücadelesinin son derece zor olacağına dikkati çeken Ferdi Özsoy, bu yüzden ciddi bir yardıma ihtiyaç bulunduğunu belirtti.
Özsoy, yardımların hastane masraflarından ziyade Emine’nin bundan sonra uzun ve meşakkatli bir çaba gerektirecek hayatını kolaylaştırmak için gerekli olduğuna işaret etti.
Ferdi Özsoy, özellikle New Yorkluların bağış kampanyasına desteğinin altında şehirde son zamanlarda artan güvenlik zaafına karşı tepki gösterme isteğinin yattığını söyledi.
Özsoy, “Bu olay sadece Emine’nin başına gelmedi. Bu tür trajik olaylar son zamanlarda oldukça arttı. New Yorkluların bu duruma artık sinirlenmeye başladığını hissediyorum.” şeklinde konuştu.
“İnsanlar, bu şehirde güven içinde yaşamak istiyor.” diyen Özsoy, hiç kimsenin böyle bir trajik hadiseyi yaşamayı hak etmediğini söyledi.
“Onu yaşatan şey sanatıydı ve onu yaşatacak şey yine sanatı olacak”
Ferdi Özsoy, Marmara Üniversitesi Resim Öğretmenliği Bölümünden mezun olan eşinin hayatını sanatını icra etme odaklı şekillendirdiğini, bu ideallerle New York’ta birçok dergi ve gazetede illüstratör olarak üretimde bulunduğunu söyledi.
Özsoy, “En son Londra’da açılacak bir sergisi olacaktı, ona gitmeyi planlıyordu. Daha geçen hafta güzel bir restoranda oturup bunları konuşuyorduk. Onu yaşatan şey sanatıydı ve onu yaşatacak şey yine sanatı olacak.” ifadelerini kullandı.
AA