ÖTV Muafiyeti Tartışmaları Sürüyor
Engelli bireyler için yapılan ÖTV muafiyeti tartışması sürüyor. Odatv konuyu Engelli Hakları Uzmanı Mehmet Kızıltaş’a sordu. Kızıltaş, engelli bireylerin mağduriyet yaşadığını belirterek, “ÖTV muafiyetinin kaldırılmasını düşünmek ya da çabalamak insan hakları evrensel bildirgesine aykırı” dedi.
ÖTV muafiyetli araçlar hakkında tartışmalar sürerken engelli bireyler, medyaya yansıyan veri ve haberlerin kendilerine danışılmadığı için mağduriyete sebep olacağını aktardı.
Son dönemdeki ÖTV muafiyetli araçlar için yapılan haber ve paylaşılan verilere ilişkin Odatv’nin ulaştığı Engelli Hakları Uzmanı Mehmet Kızıltaş, “ÖTV muafiyeti kapsamının genişletilmesi beklenirken önyargılı, bencil bürokratlar, kişiler ve hatta gazeteciler gibi konunun önem ve anlamını hiç bilmeyen kişiler ÖTV muafiyeti kaldırılsın engelli hak sahipleri mağdur edilsin diye çabalıyorlar. Sanki hak sahibi engellileri kendileri sırtlarında taşıyacaklar” ifadelerini kullandı.
Engelli hakları uzmanına soruldu
ÖTV muafiyetli araç konusu Engelli Hakları Uzmanı Mehmet Kızıltaş’a sordu. Kızıltaş, ÖTV muafiyetine ilişkin konuştu.
ÖTV’siz araçlar konusunda engellilerin mağdur edildiğini ve kendilerine medyada yapılan haberlerde söz hakkı verilmediği belirten Kızıltaş, şunları söyledi:
Ortopedik engeli olan bireylerin erişilebilir olmayan toplu taşıma ve ulaşım araçları nedeniyle eğitim, istihdam, sağlık ve şehirlerarası yolculuklarında erişilebilir ulaşım gereksinimlerini karşılamalarında ÖTV muafiyeti çok büyük bir öneme sahip. Engeli olan bir bireyin ÖTV muafiyeti ile araç sahibi olması eğitimi tamamlaması istihdamı ile işe sahip olması, sağlık ve sosyal olanaklara erişmesi bağımsız olmasını sosyal statüsünün artmasını, tüketen değil üreten bir birey olarak kapsayıcı bir dünya için yaşam kalitesinin tam olmasada belirli bir oranda artmasını sağlar.
“İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine aykırı”
Onca yaşanan ayrımcılık ve nefret dolu hayatın içinde engeli olan bireylerin standartlarını yükseltmek yerine hasmane tutum ve kıskançlığa dönüşen ÖTV muafiyetinin kaldırılmasını düşünmek insan hakları evrensel bildirgesine aykırı.
“Toplumsal ayrımcılık”
Engeli olan insanların kullandıkları araçları güvenlik, marka ve konforunu ne kadar arttırırsanız arttırın toplumsal ayrımcılığı önlemediğinizde bir anlamı olmuyor. Engeli olan insanların lütfen hangi arabaya hangi markaya bindiğini bir kenara bırakın.
“Gazeteciler gibi konunun önem ve anlamını hiç bilmeyen kişiler…”
Ailelerin ve engellilerin dışlandıkları her alandaki ayrımcılığı ortadan kaldırmak için çalışırken bir çok başlıkta olduğu gibi ÖTV muafiyeti gibi kapsamının genişletilmesi beklenirken önyargılı, bencil bürokratlar, kişiler ve hatta gazeteciler gibi konunun önem ve anlamını hiç bilmeyen kişiler ÖTV muafiyeti kaldırılsın engelli hak sahipleri mağdur edilsin diye çabalıyorlar. Sanki hak sahibi engellileri kendileri sırtlarında taşıyacaklar.
Suistimal ve kötüye kullanım
ÖTV muafiyetinin, yüzde 90 ve üzeri raporlarla 65 yaş üzeri kişiler adına yakınlarının aldıkları araçların suistimal edilerek kötüye kullanılması kamu vicdanını sızlatmaktadır. Büyük çoğunluğu bu şekilde kullanılan araçların gerçek hak sahiplerini koruyan ve suistimali engelleyici düzenlemeler yapılmadığı için Anayasal hakka sahip engellileri mağdur ediyor.
Nasıl ortaya çıktı?
1970’li yıllarda devletin engeli olan bireylerin en büyük problemlerinden biri olan mimari engeller ve toplu taşıma araçları, engeli olan bireyler için erişilebilir değildi. Engeli olan bireyler hayatın her kademesinde sosyal izolasyon içinde eğitim, istihdam, sağlık, spor ve rehabilitasyon hizmetlerinden mahrum kalarak toplum gerisinde kalıyordu. Devletin ulaşım erişilebilirliğini sağlayamadığı gibi bu taşıtlara ulaşmak için de mimari engelleri ortadan kaldıramayınca sorumluluk almak yerine imkânı olan engeli olan bireylere yurtdışında gümrük vergisinden muaf araç ithali hakkı verdi. Çok önemli bir girişim olan bu haktan ekonomik imkânı olanlar yararlanarak ulaşım ihtiyaçlarını karşıladılar. Bu arada ithal edilen araçlar 10 yıl boyunca da artan bakım, yedek parça ve masraflarına rağmen çıkarttığı zorlukları olsa da satılamıyor.
2002 yılında başladı
2002 yılında araçlarda ÖTV uygulaması başladıktan sonra artan fiyat ve engellilerin yurtdışında getirdikleri araçları 10 yıl değiştiremedikleri için bakım, yedek parça maliyetlerinin çok zorlayıcı olması nedeniyle engelliler için de ÖTV muafiyeti ile kolaylık sağlanmaya başladı. Ortopedik engeli olan en az yüzde 40 engel oranı, alt ekstremite, ÖTV muafiyetinden yararlanabilir açıklaması olanlar ve yüzde 90 ve üzeri engelli rapor oranına sahip kişiler ÖTV muafiyetinden 5 yılda bir olmak kaydı ile 1.6 motor sınırına kadar olan araçlardan yararlanma hakkı getirildi.
Naci Ağbal’ın ‘Devlet ötv zararına uğradı’ açıklaması
Kızıltaş, 2017 yılında Maliye Bakanı olan Naci Ağbal’ın, “55bin lüks araç alındı ve devlet ÖTV zararına uğradı” açıklamasına değinerek, suistimal edenlerin değil engelli olan bireylerin ulaşım hakkının sınırlandırılarak cezalandırıldığını söyledi.
Kızıltaş, şöyle devam etti:
Bakan Ağbal’ın “55 bin lüks araç alındı ve devlet ÖTV zararına uğradı” açıklaması ile suistimal edenleri bulup cezalandırmak yerine engeli olan bireyler ulaşım hakkı sınırlandırıldı. İşine, okuluna, sağlık hizmetlerine veya hayatın içinde bağımsız ve özgürce yaşama hakkı ile ulaşım erişilebilirliğini karşılamaya çalışan gerçek hak sahibi engeli olan bireyler hiçbir yasal dayanağı olmadan cezalandırıldı. Fiyat sınırlaması ile 2 çocuğu engeli olan ve tekerlekli sandalye kullananlar, ALS, Parableji vb gibi ağır engeli olan bireyler, tekerlekli sandalye kullanan sporcular, engelli puset araçlar, protez, ortezi kanadiyen ve uzun koltuk değneği kullananlar gibi değişen ihtiyaç ve gereksinimleri olanlar bağlamında büyük ve geniş bagajı olan araçlara ihtiyaçlarını karşılayamadıkları için mağdur edildi.
“Kesinlikle cezalandırmaya yönelik”
Maliye Bakanlığı’nın ortaya koyduğu yaklaşım kesinlikle geneli cezalandırmaya yönelik. %90 engel oranına sahip bireyler üzerinden alınan araçların denetlenmesi ve hak kaybına neden olanları cezalandırılması değil.
Artık engeli olan bireylerin neye ihtiyacı olduğundan çok bürokratların yasal dayanağı olmayan gerekçelerle ÖTV muafiyetini ortadan kaldırmak için adım adım hareket ettiklerini görüyoruz.
“Son örnek 5 yıldan 10 yıla çıkarılması”
Buna son örnek, Temmuz ayında Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın vergi reformu paket taslağında ÖTV’den yararlanma süresinin 5 yıldan 10 yıla çıkarılması, her yıl yeniden değerleme oranında yükselen tutarın, bu oranının yarısı kadar artırılması, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na yoksul olduğunu belgeleyen engelli bireylerin araç alım desteği için başvuru yaptıklarında faydalanacaklarını, ÖTV Kanunu’ndaki istisna kaldırılarak teşvikin sosyal yardım şeklinde yapılması gibi çalışmaların yapıldığı gündeme yansımıştı. Tam bir BM Engelli Hakları Sözleşmesi, Engelliler Kanunu ve Anayasaya aykırı bir durum olarak engeli olan bireyleri mağdur etmeye yönelik bir girişimdi. Engeli olan bireyler, aileleri ve sivil toplum kuruluşları bu durumun engeli olan bireylerin hayata adil eşitlik içinde katılımını, bağımsız ve özgürce yaşamasını kısıtlayan engeli olan bireylerin hakkını elinden alan bir yaklaşım olarak kamuoyunda büyük bir tepki topladı. Hatta engeli olan bireylerin ölümü durumunda mirasçıların ÖTV’yi ödemeden alamayacağı şeklinde ortaya atılan gerekçeler engeli olan bireyler ve ailelerini derinden yaralamıştır.
Engelliler eğitim, istihdam, sağlık gibi kamusal her alanda karşı karşıya kaldığı ve mücadele ettikleri zorbalık, ayırımcılık, nefret, damgalama, mobing, basmakalıp yargılar gibi ayrımcılığı önleyerek hayata tam katılımını sağlamak yerine bindikleri araçların türüne ve markasına odaklanmak kabul edilir değildir.
“KDV istisnası kaldırıldı”
7524 sayılı Kanunun 18. maddesi ile KDV Kanununun 16/1-b maddesinde yapılan değişiklikle, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 167. maddesinin (12) numaralı bendinin (a) alt bendi madde metninden çıkarılmak suretiyle, engellilerin kullanımına mahsus otomobil ile diğer araç ve gereçlerin ithalinde KDV istisnası kaldırıldı. Bu ne yazık ki engeli olan bireylerin hayatını kolaylaştıran, bilgisayarlar, medikal ürünler, teknolojik ürünlerin tamamını olumsuz etkiledi. Dövizin yüksek olması ayrıca KDV’nin kaldırılması bu ürünlere ihtiyacı olan engellileri çok zor durumda bıraktı. Yüzde 20 KDV ile engeli olan bireyler için tam ulaşılamaz oldu.
“Yalan yanlış haberler, hükümet tarafından yakından takip ediliyor”
Sürekli ÖTV istisnası ile satılan araçlarla ilgili yalan yanlış hasmane, kıskanç ve bencilce haberler yapılıyor. Bu haberler hükümet tarafından da yakından takip ediliyor. Çünkü ÖTV’nin kaldırılması ya da daha sınırlandırılması için gerekçe olarak gösterilmesi sağlanacak. Bu durum engeli olan hak sahibi birey ve ailelerini evlerine hapsetmektir ve anayasaya aykırı ayrımcılıktır. Özellikle hastanelerde birden fazla kronik rahatsızlığı olanlar ve yaşlılar üzerinden alınmaya çalışılan raporlarla en çok suistimaller yapılıyor. Çünkü araç ve üzerine alınan kişiler farklı şehirlerde yaşıyorlar ve araç alımından sonra kişinin araçla hiçbir bağı olmuyor. Özellikle bu ve benzer suistimallerin ortadan kaldırılması için evde bakım ve engelli aylığı için belirli periyotlarda adrese dayalı kontroller, araç takip sistemleri ile tespit edilen araçlara el konulabilir ya da devlet ÖTV talebinde bulunarak suistimali önleyebilirler.
Kızıltaş, hükümetin iyi niyetle aldığını belirttiği yüzde 90 ve üzeri rapora sahip olanlara, ‘üçüncü kişiler de bu arabayı kullanabilir’ kararının art niyetle kullanıldığına dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:
“Suistimal ediyorlar”
Hükümetin iyi niyet ile yüzde 90 ve üzeri rapora sahip olanlara, ‘üçüncü kişiler de bu arabayı kullanabilir’ kolaylaştırmak için çıkardığı bu hak yaşlı veya ağır engeli olan bireylerin dışarı çıkması gerektiğinde birinci dereceden eş, anne, baba, çocuğu evde olmadığında onu dışarıya çıkartacak üçüncü kişiler eskinden ÖTV muafiyeti ile alınan araçları kullanamıyordu. Sonra hükümetin yaşanan bu mağduriyeti ortadan kaldırmak için attı adım çok değerli ve önemliydi. Ancak üçüncü kişilerin kullanımına izin verildiği andan itibaren bu fark eden art niyetli yaşlı yakınları bulundukları il ya da memleketlerinde yaşayan yaşlılara para vererek ya da bu hakkınızı siz kullanamıyorsunuz yanıyor ben kullanayım size de biraz para veririm vb şeklinde suistimal ediyorlar. Siz bu haber okurken suistimaller halen devam ediyor olacak. Ancak hak sahibi engeli olan bireyler ise bu haklarında fiyat sınırlaması ile ihtiyacı olan aracı alamadığı için yararlanamıyor.
Çözüm ne?
ÖTV muafiyetine ilişkin yaşanan problemler hakkında çözüm önerilerini sunan Kızıltaş, şunları söyledi:
Üçüncü kişiler ve adrese dayalı kontroller
Öncelikle yaşlılarda 3. kişilerin kullanımının yasal olarak yasaklanması gerekiyor. Ancak bu durum doğuştan ve sonradan ortopedik, ALS, Serebral Palsy gibi engel grubunda olan bireylerin 3. Kişi kullanımı kısıtlanmamalı. Yüzde 90 raporlar ile yaşlılar üzerine alınan araçlar devletin evde bakım maaşı ve engellilik aylığı alanları adrese dayalı kontrolleri gibi araçları da adrese dayalı belirli periyotlarda kontrol etmesi, Birden fazla kronik rahatsızlığı ile %90 ve üzeri olanlara bu hak sunulmamalı, çünkü suistimal edilme durumunu daha da arttıracaktır.
“Sahte rapor konusunda ağır yaptırımlar”
En çok yaşanan mağduriyetlerden biri de her ikisi de engelli olan eşlerin aynı aracı kullanabilme kolaylığının sağlanması da önemli bir konu. Mağduriyeti tüm engellileri cezalandırarak değil suistimal edenlerin tespit edilerek cezalandırılması. Yüzde 90 ve üzeri raporlar ile alınan araçların araçta engelli kişi yokken engelli otoparklarının keyfi işgal edilmesinin önlenmesi, fiyat sınırlaması gibi engeli olan bireylerin ihtiyacı olan aracı alamadıkları için ayrımcı uygulamaların son bulması için mevzuat ve kanun değişikliği yapılması, serebral palsi gibi engel grubundan bireylerin rapor oranı yüzde 90 altında kaldığı için aileler çok ihtiyaç duymalarına rağmen ÖTV muafiyetinden yararlanamama gibi mağduriyetlerin giderilmesi için çalışmanın genişletilmesi, ÖTV suistimalinde sahte rapor konusunda ağır yaptırımlar getirilmesi, suistimalin engellenmesi için engelliler ve ailelerini cezalandırarak değil suistimali gerçekleştirenlere kalıcı ağır cezalarla caydırıcı hale getirilmesi, güvenlik gibi donanımların olduğu araçların engellilere lüks değil yolcu ve trafik güvenliği için bir ihtiyaç ve hak olduğu unutulmamalı.
“Ayrıcalık değil zorunluluk”
Engellilerin ÖTV muafiyeti ile alınan araçların engellilerin ulaşım erişilebilirliği için bir ayrıcalık değil bir zorunluluk olduğunu unutulmamalı. Engelliler için devletin mimari ve toplu taşıma gibi ulaşılabilirlikte iş, eğitim, sağlık ve kamusal alanlara erişimde ÖTV’nin sağladığı kolaylıkların kamu yükünü nasıl hafiflettiği engelliler için bağımsız hareket özgürlüğüne sahip olmanın engelliler için üretmek ve hayata dahil olmak gibi anlamı çok büyük ve önemli.
Kaynak: Odatv.com