SAHİMSEN İzmir Depremi Nedeniyle Engelli ve Engelli Yakını Çalışanlara İzin Talebinde Bulundu
Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİMSEN), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 03 numaralı hizmet kolunda “280” Sendika Numarası ile tescili yapılarak, yasal kuruluş işlemlerinin ardından 2 Kasım 2016 tarihinde kurulmuştur.
Sağlık Hizmetleri Sendikası olarak; 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanun ve yürürlükteki diğer mevzuat uyarınca üyelerimizin ortak; ekonomik, sosyal ve mesleki, hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi için çalışmalarımıza devam etmekteyiz.
Sendikamız bünyesinde kurulan Engelliler Komisyonu, engelli ve engelli yakını olan çalışanlara danışmanlık yaparak tespit ettiği sorunların çözüm önerilerini oluşturmakta ve bu önerileri ilgili Bakanlık, kurum ve kuruluşlar ile paylaşmaktadır.
Komisyonumuz çalışmalarında BM Engelli Hakları Sözleşmesi’ni esas almaktadır. Pandemi ve depremler, Sözleşme’nin 11.maddesi kapsamında “risk durumları insani acil durumlar” bağlamında ele alınmaktadır. Devletimiz, bu Sözleşme’yi imzalamakla tüm insani acil risk durumlarında engelliler için önlemler alacağını taahhüt etmiştir.
30 Ekim 2020 günü İzmir’in Seferihisar İlçesinde meydana gelen deprem sonrası artçı sarsıntıların halen devam ettiğini, halkın çoğunun evlerine giremediğini biliyoruz. Depremde bazı hastanelerin hasar gördüğünü ve bazı hastanelerin hasar nedeniyle başka hastanelere tahliye edildiği bilinmektedir.
Komisyonumuza, bölgedeki hastanelerde çalışan engelli ve engelli yakını olan sağlık personellerinden çok sayıda telefon gelmektedir.
Tekerlekli sandalye kullanan ve kör çalışanlar, işe gidip gelirken ve mesai yaptıkları hastanelerde, artçı sarsıntılarda çaresizlik duygusu yaşadıklarını ve kendilerini güvende hissetmediklerini, tahliye edilen hastanelere gidip gelmekte zorluk yaşadıklarını beyan etmişlerdir.
Afet anında ve sonrasında engellilerin diğer vatandaşlara göre daha fazla risk altında olup özellikle tahliye sırasında hayati risklerle karşı karşıya kaldıkları bilinmelidir.
Yürümek/hareket etmek için tekerlekli sandalye, ortez, protez ya da baston kullananlar gibi yürüme güçlüğü çekenler, kör ya da az görenler ile sağır olanlar, deprem anında “kaçma” davranışı göstermekte güçlük çekeceği gibi göçük altında kaldıklarında kurtarılmaları da oldukça zor olacaktır. Bu gruptaki engellilerden tahliye anında bir refakatçiye ihtiyaç duyacakları da bir gerçektir. Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız güçlüklere en iyi örnek; sağır bir vatandaşın AFAD görevlilerinin “orada kimse var mı” sorusuna yanıt veremeyecek olmasıdır. Söz konusu çalışanların, kendilerini nerede güvende hissettiklerinin belirlenmesine ihtiyaç vardır.
Öte yandan ağır engelli çocuğu olan sağlık çalışanları, okulların ve özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin deprem nedeniyle kapatılması ve yaşanan felaket sonrası bakıcılarından hizmet alamamaları gibi sebeplerle, çocuklarının bakımında çaresiz kalmışlardır. Söz konusu çalışanlardan bazıları çocuklarını bırakacak bir yer bulamadıklarını ifade etmişlerdir.
SAHİMSEN olarak Bakanlığınızdan ivedilikle;
1. Görme engelli, işitme engelli ve yürümek/hareket etmek için tekerlekli sandalye, ortez, protez ya da baston kullanan çalışanların, tarafınızdan belirlenecek süre içinde idari izinli sayılmaları,
2. Ağır engelli çocuğu, eşi, anne ya da babası (çalışanın kendisinden başka bakacak kimsesi yok ise) olan çalışanların tespit edilerek yine tarafınızdan belirlenen süre içinde idari izinli sayılmaları,
3. Deprem ve sel gibi afet durumlarında 1 inci ve 2 inci maddede talep ettiğimiz önlemlerin rutin uygulama olarak Bakanlığın politikalarında yer alması
hakkında gereğinin yapılmasını arz ve talep ederiz.