
Türkiye’nin İlk Tek Kişilik İşaret Dili Tiyatro Oyunu “Çingene Boksör” İstanbul’da Sahnelendi
“Oyun boyunca izleyenlerin arasında sadece işitme engelliler değil, işiten arkadaşlarımız da oluyor. Onlar da tamamen bir saat boyunca kendilerini bambaşka bir dünyanın içerisinde buluyorlar”
Türkiye’de işaret diliyle ve tamamı sessiz bir şekilde sahnelenen tek kişilik profesyonel tiyatro oyunu “Çingene Boksör”, İstanbul’da seyirciyle buluştu.
Oyuncu Cem Korkmaz ile İşaret Sanat Platformunun kurucusu Hasan Hüseyin Korkmaz, işaret diliyle gerçekleştirilen oyunu ve işitme engellilerin tiyatrodaki varlığını, seyirciler Melek Pehlivan ile Ercan Demirhan ise ilk kez seyrettikleri sessiz oyun deneyimlerini AA muhabirine anlattı.
Sağır bir anne ve baba tarafından büyütülen (Koda) bir kişi olduğunu belirten Cem Korkmaz, doğumundan bu yana her zaman işitme engelliler için bir şeyler yapmayı istediğini söyledi.
Sahneyle ilgili hayalini işitme engelliler için bir şeyler yapabilme isteğiyle birleştirdiğini ifade eden Korkmaz, “Hayallerimden bir tanesi sahnede tamamen işaret dilinin olduğu, işaret diliyle bir oyunu sergilediğimiz bir andı. Bunu gerçekleştirdik. Oyun boyunca Türkçe seslendirme ve üst yazı olmaksızın sadece işitme engelli sağır toplumuna ait onların kendilerini ve bizim için bir şey yapılmış duygusuyla hazır hissettikleri yerde onlarla birlikte olma hayaliydi. Bunu gerçekleştirmek bizim için çok mutluluk verici bir şey.” dedi.
Tiyatro oyunlarının üçüncü gösterimini İstanbul’da gerçekleştirdiklerini, daha önce Ankara ve Eskişehir’de bu eseri sahnelediklerini aktaran Korkmaz, oyunun ardından işitme engeli bulunan kişilerin hayatlarında ilk kez kendileri için yapılmış bir tiyatro gösterisi yapıldığı için çok duygulandığını, bunu kendisinin oynamasının ise onu çok duygulandırdığını aktardı.
“İşitme Engelliler Dünyasında Tiyatro Neredeyse Yok Denecek Kadar Az”
Sahnelenen oyunda özellikle herhangi bir altyazı veya sesli betimleme kullanılmadığını, bunu işaret diline ve işitme engellilerin sanattaki varlığına dikkati çekebilmek adına yaptıklarını belirten Korkmaz, oyunlara işitme engelliler kadar, işaret dili bilmeyen veya herhangi bir engeli bulunmayan kişilerin de geldiğini, bu durumun işaret dilinin farkındalığı için çok önemli olduğunu dile getirdi.
Korkmaz, işitme engelliler için bu zamana kadar çok az tiyatro girişimin olduğunu ve İşaret Sanat Platformunun öncülüğünde başlatılan bu girişimin Türkiye’de bir ilk olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“İşitme engelliler dünyasında tiyatro neredeyse yok denecek kadar az. Bugüne kadar tabii sağırların kendi içinde yapmak istedikleri, yaptıkları birkaç deneme oldu. Fakat bu boyutta ilk kez biz gerçekleştirdik. Oyun boyunca izleyenlerin arasında sadece işitme engelliler değil, işiten arkadaşlarımız da oluyor. Onlar da tamamen bir saat boyunca kendilerini bambaşka bir dünyanın içerisinde buluyorlar. Bir saat boyunca acaba ne hissedecekler, kendilerini nasıl bir dünyanın içerisinde konumlandıracaklar, ‘Ben neden bir şey anlayamıyorum ya da anlayamadığımda nasıl hissediyorum gibi soruların cevaplarını biraz düşünsünler.’ istedik. Bugün bu oyunu yalnızca işaret diliyle, bir altyazı bile olmadan sahneledik. Çok güzel bir deneyimdi bu.”
İlk oyunlarında anne ve babasını da misafir ettiklerini ve onlara karşı da oynadığını ifade eden Korkmaz, anne ve babasının ilk kez kendilerine özel bir sanat programı ile karşılaşmalarının onları çok mutlu ettiğini, ışıklar yandığında onların gözlerinde gördüğü şeyin kendisini çok duygulandırdığını anlattı.
“En Büyük Hedefimiz Engelsiz Tiyatroların Sayılarını Artırmak”
İşaret Sanat Platformu kurucusu Hasan Hüseyin Korkmaz ise hem işitme engelli camiadan hem de işaret dili bilmeyenlerden, girişimleri nedeniyle çok olumlu geri dönüşler aldıklarını, hatta bazı sağırların hayatlarında ilk kez böyle bir etkinlik ile karşılaştıkları için hüzünlü bir mutluluk yaşadıklarını aktardı.
Korkmaz, düzenledikleri bir etkinlikte işitme engelli seyirci ile yaşadıkları diyaloğu unutamadığını belirterek, şöyle devam etti:
“Oyunlarımızdan birinde işitme engelli bir hanımefendi hayatı boyunca hiç tiyatro izlemediğini, hatta tiyatro ile arasında çok çok ciddi bir mesafe olduğunu düşünmüştü. Arkadaşlarının ricasıyla oyunu izlediğinde gerçekten böyle bir sanat dalının olduğunu, çok iyi hissettirdiğini, bu zamana kadar böyle bir etkinlikten mahrum kaldığı için üzüldüğünü söylemişti. Kendi dünyalarında, düşünceleriyle, duygularıyla başka bir eserle karşılaşınca gerçekten o tat ve hazzı alıyorlar. Bu başka sebeplere de yarıyor. Sadece bir tiyatro oyunu izlemek değil, sosyalleşmeleri belki bu alanda çalışmaları için cesaret göstermelerini ya da arkadaş çevrelerini geliştirmeleri birçok açıdan fayda sağlıyor. Biz de buna katkı sağladığımız için çok mutluyuz”
‘Sanat engel tanımaz’ gibi bir cümleyi kabul ettiklerini, ancak bu zamana kadar bu alanda çok sınırlı eserler verildiğini ve kendilerinin yaptığı oyuna kadar profesyonel anlamda bu seviyede hiçbir oyunun oynanmadığının altını çizen Korkmaz, amaçlarının işitme engelliler başta olmak üzere tüm engel gruplarını kapsayan tiyatro etkinliklerine öncülük etmek olduğunu, bunun için de gerek Kültür ve Turizm Bakanlığı gerekse sanat camiasından özel iştirakler ile bunu hayata geçirebilmeyi istediklerini kaydetti.
Korkmaz, oyunlarının Ankara, Eskişehir ve İstanbul’da başlayan gösterimlerinin zamanla tüm Türkiye’ye yayılmasını planladıklarını aktararak, “Büyük bir destek bulursa daha çok kitleye ulaşacağız. Niyetimizde buradan sonra 17 şehre daha gitmek var. Aralarında Diyarbakır var, Adana var, Samsun var… Umarım gerçekleşecek. Sanatsever işitme engellilerimize ulaşacağız.” şeklinde konuştu.
“Keşke İşaret Dili Bilseydim Bu Duyguyu Daha Katmanlı Yaşayabilirdim”
Oyunu seyretmeye gelen işitme engelli Melek Pehlivan, gösterimin ardından ilk kez böyle bir tiyatro oyunu izleyebildiğini söyledi. Kendileri için hazırlanmış bir tiyatronun sahnelenmesinden büyük mutluluk duyduğunu dile getiren Pehlivan, sanat camiasında engellilik ayrımı olmaması gerektiğini, daha fazla engelli bireyin sanatın her alanında kendine yer bulmasını istediğini ifade etti.
Şehir Tiyatroları oyuncusu Ercan Demirhan ise “Çingene Boksör” adlı oyunda 4 sezon boyunca yaklaşık 200 gösteride sahne aldığını, ancak ilk kez böyle bir deneyim yaşadığını belirtti.
İşaret dilini bilmediğini, ancak kendi oynadıkları oyundan repliklere aşina olduğu için Korkmaz’ın performansını takip edebildiğini söyleyen Demirhan, izlerken “Keşke işaret dili bilseydim, bu duyguyu daha katmanlı yaşayabilirdim” diye düşündüğünü belirtti.
Demirhan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sadece daha katmanlı yaşardım bu duyguyu. İfade olarak ve duygu olarak işaret dili bilmeyene, bilene, herkese Cem arkadaşımızın oyunu, duyguyu mükemmel bir yansıttığını düşünüyorum. Ancak biz bilmeyenler adına şunu diyebilirim ki işaret dili benim içimde de daha genişledi, çok farklı bir his oluştu içimde. Şu an söze dökülecek kıvamdan da daha fazlası var ve bunu icraata dökmek bu konuda daha hassas olmaya özen göstereceğim. Toplumumuz adına ise bu oyunu izleyecek olan işaret dili bilmeyen kişilerin sağır toplumu daha iyi anlayabileceğini, onlara karşı daha duyarlı bir birey olmaya karşı da yönlendirebileceğini düşünüyorum. İyi ki varlar, iyi ki sanatımızın içinde yer alıyorlar, onlarla gurur duyuyoruz.”
Sosyal medya hesaplarımız:
İnstagram sosyal medya hesabı için tıklayın
Linkedln sosyal medya hesabı için tıklayın
X sosyal medya hesabı için tıklayın
Facebook sosyal medya hesabı için tıklayın
Kaynak: AA



