
“Biz öldükten sonra ne olacak?” sorusu, Türkiye’nin dört bir yanındaki binlerce ailenin içini kemiren sessiz bir çığlık hâline geldi. Yetişkin otizmli bireylerin aileleri, her geçen gün ağırlaşan bakım yükünün altından kalkmakta zorlanıyor ve kalıcı, devlet destekli bakım merkezleri için acil çözüm çağrısında bulunuyor.
Otizmli bireylerin bir kısmı hayatları boyunca yoğun desteğe ihtiyaç duyuyor. Özellikle 18 yaş üstü bireyler için sosyal hizmet sisteminde ciddi bir boşluk var. Ailelerin verdiği ortak mesaj net: “Çocuklarımız bizimle yaşıyor, bizimle ayakta duruyor. Biz gidersek onlar ne olacak?”
18 Yaşından Sonrası Boşlukta Kayıp
Mevcut durumda çocukluk ve ergenlik döneminde özel eğitim hizmetlerinden faydalanabilen bireyler, yetişkinliğe geçtiklerinde çoğu zaman sistem dışına düşüyor. Eğitim bitiyor, destek kesiliyor, bakım yükü tamamen ailelerin omuzlarına kalıyor.
Aileler, bu bireyler için özel olarak planlanmış, 7/24 bakım hizmeti sunan, güvenli, erişilebilir ve insan onuruna uygun yaşam merkezlerinin eksikliğine dikkat çekiyor. Özel kurumların ise ya çok pahalı olduğu ya da otizmli bireylerin ihtiyaçlarına yanıt veremediği ifade ediliyor.
“Gözümüz Arkada Kalmasın”
Ailelerin yaptığı açıklamalarda en sık dile getirilen endişe, çocuklarının geleceğine dair belirsizlik. Yaşları ilerleyen anneler ve babalar, günlük bakımı bile artık zor sağladıklarını belirtirken, yaşanacak bir sağlık sorunu ya da ölüm durumunda otizmli bireylerin tamamen sahipsiz kalacağından korkuyor.
Birçok aile, “Öyle bir merkez olsun ki, biz hayattayken çocuğumuz alışsın, bizden sonra da orada güvende yaşasın” diyor. Bu çağrının artık ertelenemez bir sosyal ihtiyaç olduğu vurgulanıyor.
Uzmanlardan Uyarı: Sistematik Çözüm Gerekli
Uzmanlar da ailelerin bu çağrısına kulak verilmesi gerektiğini belirtiyor. Otizmin ömür boyu süren bir gelişimsel farklılık olduğuna dikkat çeken uzmanlar, bakım planlarının da buna göre uzun vadeli olması gerektiğini söylüyor.
Yetişkin otizmliler için sadece barınacak bir yer değil; terapi, sosyal etkileşim, güvenlik ve bağımsız yaşam becerilerinin desteklendiği kurumların hayati olduğu vurgulanıyor. Aksi takdirde, bu bireylerin ev hapsine mahkûm edildiği ya da bakımsızlık nedeniyle ihmal ve istismar riskiyle karşı karşıya kaldığı ifade ediliyor.
Rakamlar da Durumu Özetliyor
Türkiye’de otizmli birey sayısı on binlerle ifade ediliyor. Ancak devletin bakım sisteminde bu bireylere ayrılmış özel kontenjanlar yok denecek kadar az. Yetişkin otizmli bireyler için tanımlı merkezlerin sayısı son derece sınırlı; olanlar da çoğu zaman fiziksel ya da duygusal ihtiyaçlara karşılık vermekten uzak.
NOW Haber