
Turgutlu’daki müdür şiddetini, ardından müdürü aklayan öğrenciyi suçlayan ve KVKK’ya aykırı beyanlarda bulunan bir grubun açıklamasını gündemden düşürmemek gerekiyor.
Bunun iki nedeni var. Özel eğitim öğrencileri, özellikle de kaynaştırma/bütünleştirme sistemi içinde kamuoyuna yansımasa da yaygın şekilde bir öğretmen ve akran zorbalığına uğruyor. Eğitim hakları gasp edilmek isteniyor.
İkinci nedeni de okulun önünde toplanıp açıklama yapanlar da azınlık grubu temsil etmiyor. Oğlumun ilkokul zamanları iki okulun reddinden sonra sosyal medyamda dile getirdiğim isyan sonrası, bir arkadaşım bile, iyi niyetle, sizin çocuklarınızın gidebileceği başka okullar yok mu diye sorup bizim çocuklar için bir özel okul açılması girişiminde bulunmamı tavsiye etmişti.
Evet, kimse bizim çocukları, gözlerinin önünde ve kendi çocuklarıyla aynı ortamlarda istemiyor. Öğretmen uğraşmak istemiyor, veli öğretmenin ilgisini sadece kendi çocuğuna istiyor. En “masum” nedenleri sınıfın başarısının düşmesi olabiliyor, en şeytanisi çocuğuna bizim çocuklardan uzak durmasını öğütlüyor.
Bizler bu tip olaylarla sık karşılaştığımız için aramızda sık sık şu cümleyi kurarız:
Bizi bir adaya göndersinler de onlar da rahatlasın biz de…
Gerçekte de istenilen budur.
Bir otistik çocuğun eğitim sürecinin bile layıkıyla sağlanamadığı bir toplumda bulunmanın ağır yükünü ve sonuçlarını çok ağır yaşıyoruz.
Bu yüke sağlamcılık da eklenince yaşamımız çekilmez derecede zorlaşıyor.
Bu sağlamcılığa karşı biz evlatlarımızın ilk çocukluk yaşlarından itibaren adeta bir avukat gibi mücadele ediyoruz. Sağlamcılığa karşı elimizde yasal haklar var. Ama Turgutlu’daki olaya tepkilerimiz bile şu yorumu alabildi: Asıl zorbalık yasaları öne sürerek çocuklarımızı okullardan almamızmış. Herkes bilsin ki, tüm yasal hakların hem teslimi hem geliştirilmesi için elimizden geleni son nefesimize kadar yapmaya da gayret edeceğiz.
Biz Her Yerdeyiz, Olmaya da Devam Edeceğiz
Çocuklarımızın onurlu yaşam hakkının korunması çabamız bazılarımızı sivil toplum çalışmalarına itti. Ben de o ebeveynlerden biriyim. Otizm için savunu çalışmaları yaparken kendimi engelli hakları alanında da çalışırken buldum.
Çünkü zamanla fark ettim ki, engelli alanında kurulmuş konfederasyonlar, federasyonlar, dernekler otizmi ve diğer nöroçeşitlileri kapsamakta çok yetersiz. Diyarbakır’da katıldığım engellilikle ilgili bir çalıştayda şu cümle dökülmüştü sunumumu yaparken:
Evet, engelliler toplum içinde ayrımcılığa uğruyor, otistikler ise arttırılmış ayrımcılığa.
Onlara yaptığım eleştirilerle birlikte şimdi onlarla birlikte engelli hakları için omuz omuza çalışıyorum.
Çünkü toplumun engelliğe bakış açısında ciddi bir “sakatlık” var. Bu “sakatlık”, BM Engelli Hakları Sözleşmesinden doğan hakların teslim edilmemesine kadar sonuçlar doğuruyor.
Biz son 10 yılda iki otizm eylem planı, TBMM Down Sendromu, Otizm ve diğer gelişim bozukluklarının yaygınlığının tespiti ile ilgili bireylerin ve ailelerin sorunlarının çözümü için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan meclis araştırma komisyonu raporu görmüş bir topluluğuz.
Şimdi TBMM’de bir komisyon daha kuruldu. Başkanlığını Mehmet Kasapoğlu’nunn yaptığı Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu. Komisyonun çalışmalarını yakından izliyorum. Sayın Kasapoğlu ile de şahsen tanıştım, başkanlık yaptığı bir toplantıda bulundum. Kendisi ve ekibi titiz ve kapsamlı bir çalışma yürütüyor. Umuyorum ki bu sefer etkin bir rapor hazırlanacak ve umarım bu sefer karar vericiler engelli bireylerin onurlu yaşam hakkını sağlayacak gerekli düzenlemeleri yapacak.
Otizm eylem planı ilk dillendirildiğinde oğlum 3 yaşındaydı, Resmi Gazete’de yayımlandığında 6. Şimdi 15 yaşında, 3 sene sonra 18. Ve biz hala çocuklarımıza okullarda yapılan zorbalıklarla uğraşıyoruz.
Bir otistik çocuk annesi olarak benim fazla zamanım yok. Lütfen, hemen, şimdi benim ve benim gibi sizin tabirinizle özel gereksinimli çocuk ailelerinin içini, özellikle de bizden sonrası için rahatlatın!
Kabul, Eşitlik, Dahil Olma, İstihdam (KEDİ) Otizm Derneği olarak Turgutlu olayı hakkında yaptığımız basın toplantısına, İzmir’deki engelliler ve çalışmaları engelli alanıyla kesişen kurum temsilcileri dayanışma gösterdi.
Sosyal medya hesaplarımız:
İnstagram sosyal medya hesabı için tıklayın
Linkedln sosyal medya hesabı için tıklayın
X sosyal medya hesabı için tıklayın
Facebook sosyal medya hesabı için tıklayın
Haber: Serap Dikmen
Kaynak: YENİGÜN



