Bakım Hizmetlerinin Yetersizliği Engelli Ailelerini Endişelendiriyor
Üç gün önce Trabzon’da seksen yaşında bir baba, artık kendisi de tükendiği ve bakıma muhtaç olduğu için, önce 52 yaşındaki zihinsel engelli kızını, ardından da kendisini öldürdü.
Aynı durum 4 yıl önce Uşak’ta meydana geldi. Yalnız yaşayan anne, artık bakamadığı 25 yaşındaki oğlunu öldürdü sonra intihar etti. Basına yansıyan bu acı olayların yanında basına yansımayan birçok vaka mevcuttur.
Biz, bakıma muhtaç zihinsel engelli, otizmli, down sendromlu, serebral palsili evlatlarımız ve tüm bakıma muhtaç yaşlı ve hastalarımız için 30 yıldan beri devleti yönetenlere her platformda soruyoruz ve haykırıyoruz. “Biz öldüğümüzde bakıma muhtaç dezavantajlı aile üyelerimiz ne olacak, insanca bakılabilecek mi?”
ENGELLİLERİN BAKIMI, DEVLETİN YERİNE GETİRMESİ GEREKEN BİR İNSAN HAKKIDIR
2005 yılında çıkan 5378 Sayılı Engelliler Hakkında Kanunla, bakıma muhtaç vatandaşların bakımını devletin yapacağı düzenlenmiştir. Kanunun 6. Maddesinde, Engellilerin öncelikle bulundukları ortamda bağımsız yaşayabilmeleri için durumlarına uygun olarak gerekli psikososyal destek ve bakım hizmetleri sunulacağı belirtilmiştir. Destek ve bakım hizmetlerinin sunumunda kişinin biyolojik, fiziksel, psikolojik, sosyal, kültürel ve manevi ihtiyaçları, ailesi de gözetilerek dikkate alınacağı vurgulanmıştır.
Türkiye Devleti 2007 yılında imzalamış olduğu Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme ile bu sorumluluğu yerine getireceğini daha güçlü biçimde taahhüt etmiştir.
Sözleşmenin 23. Maddesinin 2. fıkrasında, engelli çocuğu olan ailelere destek vermeyi, 5. fıkrasında ise engelli çocuğun çekirdek ailesinin çocuğa bakamaması durumunda, aile ortamını sağlayacak bir sosyal çevrede alternatif bakım sağlanması için her türlü çabayı göstermeyi taahhüt etmiştir.
Sözleşmenin 28. Maddesinin (c) bendinde Yoksulluk koşullarında yaşayan engellilerin ve ailelerinin uygun eğitim, danışmanlık, mali yardım ve süreli bakım dâhil engelliliğe ilişkin harcamalarında devlet yardımına erişimini sağlamayı taahhüt etmiştir.
Devlet, sorumluğunu yerine getirmek için, 2007 yılında İstanbul’da “3. Engelli Bakım Şurası” yapılmış ve çalışmalar Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı eliyle kanun taslağı haline getirilerek TBMM’ne sunulmuştur. Ancak o günün Maliye Bakanı kanun taslağını imzalamadığı için kanun çıkmamıştır.
Yine engellilerin ve ailelerinin çabası, baskısı ve katılımı ile Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığında ‘Bakım Hizmetleri Stratejisi ve Eylem Planı (2011–2013)’ hazırlanmıştır. İlgili bakanlık yetkilileri ve diğer ilgililerce bu eylem planı üzerinde üç yıl çalışılmış ve kanun taslağı haline getirilmiştir. 10 yıl önce çıkması gereken bu yasa, halen TBMM’den çıkmamış, o günden bu güne devletin hiçbir yetkilisi, Bakım Sigortası Yasasını ağzına almamıştır.
Bakım Sigortası Yasasının çıkartılması ülkemiz için neden gereklidir?
Devlet bakıma muhtaç olanlara bakmakla yükümlü iken, bugüne kadar bu görevini yapmamış, bakıma muhtaç olanların bakımını ailelerin üzerine bırakmıştır. Devlet Anayasada yer aldığı üzere bir sosyal hukuk devletidir. Engelli bakım kurumları oluşturulmalıdır. İşte bu bütünlük içinde modern devletlerin tümünde var olan ‘Bakım Sigortası Yasası’nı vakit geçirmeden çıkarmakla yükümlüdür.
Bakım Sigortası Yasası bakıma muhtaç vatandaşlar ve aileleri için hayati önemdedir. Umarız bundan sonra kimse Uşak’taki anne, Trabzon’daki baba gibi çaresiz kalıp önce bakıma muhtaç evladını öldürüp sonra intihar etmez.
Devlet bakım hizmeti alma hakkını fiilen yaşama geçirmelidir! Örgütlerimiz ve aktivistler olarak bu süreci yakından takip edeceğiz.
Basına ve kamuoyuna saygı ile duyurulur.
BAKIM SİGORTASI YASASI PLATFORMU
Yazar / Rıfat Emekçi
doganhaber.org