GündemHaberlerİçimizden BiriRöportaj

Engelli Hakları İçin Birlik Zamanı: Adil ve Onurlu Yaşam Mücadelesi

Yasadikca.com’un Kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Kızıltaş, dünyada ve Türkiye’de engelli bireylerin hak mücadelesine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kızıltaş, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Engelliler Kanunu, Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kapsamında engellilik bağlamında devletlerin, işverenlerin ve toplumun taşıdığı önemli sorumluluklara dikkat çekti.

Anayasa ve Engelliler Kanunu’nun Güvencesi

Kızıltaş, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10. Maddesi ile sağlanan eşitlik ilkesi ve 17. Maddesi ile tanınan “maddi ve manevi varlığını geliştirme” hakkının, engelli bireyler için etkin şekilde uygulanması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, 5378 Sayılı Engelliler Kanunu ile tanınan erişilebilirlik, eğitim, istihdam ve sosyal yaşama katılım haklarının hayati önem taşıdığına değinerek şunları söyledi:

“Bu haklar kâğıt üzerinde kalmamalı, hayatın her alanında uygulanmalıdır. Eşitlik ve erişilebilirlik bir lütuf değil, anayasal bir zorunluluktur.”

BM Engelli Hakları Sözleşmesi’nin Evrensel Çağrısı

Türkiye’nin taraf olduğu BM Engelli Hakları Sözleşmesi, engelli bireylerin insan hakları ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit şekilde yararlanmasını sağlamayı taahhüt eder. Kızıltaş, sözleşmenin özellikle onurlu ve bağımsız yaşam vurgusuna dikkat çekerek, sözleşmenin gerekliliklerinin yerine getirilmesi gerektiğini belirtti.

2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının Yüklediği Sorumluluklar

Kızıltaş, Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının, engellilik bağlamında devletlere, işverenlere ve topluma önemli sorumluluklar yüklediğini hatırlattı:

“Hiç kimseyi geride bırakmama” prensibi doğrultusunda, engelli bireylerin eşit eğitim, istihdam ve sosyal yaşama katılım fırsatlarına erişmesi için somut adımlar atılması gerekiyor. Bu hedefler sadece uluslararası bir taahhüt değil, toplumsal kalkınma için bir zorunluluktur. Kapsayıcı ekonomi, erişilebilir altyapı ve istihdam politikaları, engelliler için sürdürülebilir bir gelecek inşa etmenin anahtarıdır.”

Paris ve Ankara’nın Mücadele Farkı

Kızıltaş, Paris’te 1 milyon kişinin katıldığı engelli hakları yürüyüşüne dikkat çekerek, Ankara’da yalnızca 1000 kişinin bir araya gelmesinin düşündürücü olduğunu belirtti:

“Paris’te insanlar, ideolojik ve siyasi söylemleri bir kenara bırakarak yalnızca engelli hakları için tek yürek oldu. Oysa biz ülkemizde, oncu, buncu, yancı gibi ayrımlarla enerjimizi bölüyor ve mücadeleyi zayıflatıyoruz. Engelli hakları mücadelesi, kişisel çıkar ya da egolara kurban edilemez.”

Hak Temelli Dayanışma Çağrısı

Kızıltaş, Avrupa’daki örneklerde olduğu gibi Türkiye’de de STK’ların, ailelerin, akademisyenlerin, engelli bireylerin, aktivistlerin ve gönüllülerin dayanışma içinde hareket etmesi gerektiğini vurguladı:

“Anayasa, Engelliler Kanunu, BM Sözleşmesi ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın sağladığı hakların uygulanması için ortak bir mücadele gerekiyor. Egoları ve bireysel çıkarları bir kenara bırakıp, hak temelli bir dayanışma oluşturmalıyız. Bu, yalnızca engellilerin değil, tüm toplumun sorumluluğudur.”

Onurlu Yaşam İçin Ortak Mücadele

Kızıltaş sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Engelli hakları mücadelesinde ayrışmalara yer yok. Omuz omuza vererek adil, erişilebilir ve onurlu bir yaşam için birlikte hareket etmeliyiz. Paris’te milyonların başardığını biz de başarabiliriz. Anayasa, Engelliler Kanunu, BM Sözleşmesi ve 2030 hedefleri bize bu hakkı sağlıyor; önemli olan bu hakları hayata geçirebilmek.”

Kaynak: yasadikca.com

Yaşadıkça

Engelliler Haber ve Bilgi Sitesi

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu