Erişilebilir Eğitim Dünya Gündemine Taşındı
YÖK Üyesi Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan, ‘Pandemide engelli öğrencileri düşünmek’ başlıklı makalesiyle YÖK’ün engelli üniversite öğrencilerinin eğitime erişimini kolaylaştırmak için yaptığı faaliyetleri ve iyi uygulama örneklerini anlattı.
Dünya akademi camiasının yakından izlediği University World News’de yayınlanan makale, küresel salgın sürecinde engelli öğrencilerin yükseköğretime erişimi, yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini dünya gündemine taşıdı.
ENGELLİ ÖĞRENCİLER İÇİN YAPILAN ÇALIŞMALAR ANLATILDI
Yükseköğretim Kurulu’nun YÖK’ün, ‘engelsiz erişim’ ve ‘engelsiz eğitim’ mottosuyla yükseköğretim kurumlarını tüm öğrenciler için erişilebilir kılmayı hedefleyen çalışmalarıyla ilgili bilgilerin aktarıldığı makalede, önlisans, lisans, doktora dahil tüm derecelerde erişilebilirliğin sağlanması ve öğretim elemanlarında farkındalığın arttırılması için yapılması gereken faaliyetlere işaret edildi. COVID-19 küresel salgın önlemleri kapsamında yürütülen uzaktan eğitim sürecinde üniversitelerde engelli öğrencilere yönelik alınan tedbirleri ve mevcut durumu değerlendirmek üzere YÖK tarafından yapılan ankete, 195 üniversitenin katıldığının belirtildiği anketin analizlerine de yer verilen makalede, Türk yükseköğretiminde engelli öğrenciler için yapılan çalışmalar da anlatıldı. YÖK Engelli Öğrenci Çalışma Grubu tarafından yapılan değerlendirmeyle birlikte anket sonuçları yakın zamanda Türk kamuoyuyla paylaşılmıştı. Makalede, YÖK’ün 2018’den itibaren engellilerin sorunlarının çözümü için teşvik edici çalışmalar ve projeler gerçekleştiren yükseköğretim kurumlarına ‘mekanda erişilebilirlik’, ‘eğitimde erişilebilirlik’ ve ‘sosyo-kültürel faaliyetlerde erişilebilirlik’ olmak üzere üç ayrı kategoride verdiği Engelsiz Üniversite Ödülleri ise iyi uygulama örneği olarak sunuldu.
HER ENGEL GRUBUNA FARKLI TEDBİR
Bu ödülleri alabilmek için yüzlerce kriterin karşılanması gerektiğine vurgu yapılan makalede, “Üniversiteler, yıl boyu çalışarak engelleri kaldırmak üzere hazırlanıyor ve yıl boyu farkındalık sürüyor. İşitme engelli veya otizm spektrum bozukluğu gibi engel grupları üzerinde, bedensel engellilere ve görme engellilere göre daha az duruluyor. Bu bireyler için yapılacak erişilebilirlik çalışmalarının da farklı olması gerekiyor” ifadelerine yer verildi.
ÇEVRİMİÇİ EĞİTİM ERİŞİLEBİLİRLİĞİ ARTTIRDI
Engelli öğrencilerin pek çoğunun uzaktan eğitim yöntemlerine ve erişilebilirlik için ek teknolojiye çok daha önceden adapte olduğuna işaret edilen makalede, “Bu öğrencilerin kişiliklerinin gelişmesinde sosyalleşmeleri ve kabul görmeleri çok önemli. Küresel salgın, diğer öğrencileri farklı etkilemiş olsa da çevirimiçi olanakların artması ve örgün eğitimin uzaktan sürdürülmesine yönelik geliştirilen yeni yöntemler ve teknolojiler belki de engelli öğrenciler için çok daha erişilebilir bir gelecek için umut olabilir” değerlendirmesi yapıldı.
Küresel salgın sürecinde eğitimde kullanılan yeni yöntemlerin, çevirim içi derslerin, derslerde içerik zenginleştirme ve yeni teknolojilerin eğitimde erişilebilirliğin artmasına katkı sağlaması gerektiğine vurgu yapılan makalede, çevirim içi sunumlarda büyük yazı karakteri ve karşıt renklerin kullanılması, ders materyallerinin zengin sunum şeklinde paylaşılması gibi ufak değişikliklerin bile engelli öğrenciler için erişilebilirliği arttırıcı olduğu vurgulandı. YÖK’ün makalesinde, özellikle küresel salgın süresince otizm spektrum bozukluğu gibi tanıları olan bireylerin aileleriyle temasın ve işbirliğinin devam ettirilmesi gerektiğinin önemine işaret edildi.
Hürriyet