Kitaplık

Görme Engelli Mustafa İşçier’in ‘İki Pedal Arasında’ Gördükleri

“İki Pedal Arasında” isimli kitabın yazarı Mustafa İşcier, görme engeline rağmen nasıl bisiklet seyahatleri yaptığını, tandem bisikleti kullandığı arkadaşıyla nasıl birlikte gördüğünü, bisikletin hayatına nasıl bir özgürlük kattığını anlattı: “Zaten görmediğimiz için bir aracın içinde bir yere gitmenin bizim için anlamı olmuyor. Ama bisikletteyken o yolu hissediyorum, kuşları, güneşi, yüzüme çarpan rüzgârı, havayı, doğayı hissediyorum.”

Küçük yaşta geçirdiği bir rahatsızlık sonucu hayatına görme engelli olarak devam eden Mustafa İşcier’in “İki Pedal Arasında” isimli kitabı, Cinius Yayınları’ndan yayınlandı. Görme engelli bir bisikletçinin hatıralarından oluşan bu kitapta Mustafa İşçier, gezdiği yerleri ve tanıştığı insanları anlatıyor. Tandem (ikili) bisiklet üzerinde görme engelli birey ile ona eşlik eden birey tek yürek oluyor ve iki pedal arasında eşit/erişilebilir yaşam ideali doğrultusunda birleşiyorlar. Birlikte pedal çevirerek yol arkadaşlığı yapıyorlar. Görme engelli bireyle ona rehberlik eden birey arasındaki dostluk iki pedal arasında gelişiyor. Türkiye’de bir ilk olan bu kitap aynı zamanda üç aşamalı bir sosyal sorumluluk projesine de hizmet ediyor. Kitabın yarı geliriyle tandem bisikletlerin alınması ve yerel yönetimlerle iş birliği yapılarak tandemlerin engelli vatandaşların hizmetine sunulması; pilot ve yardımcı pilotların eşleşmesi ve iletişim kurmasını sağlayacak mobil bir yazılımın oluşturulması; kitabın gören ve görmeyen tüm bisikletçilerinin deneyim ve düşüncelerinin paylaşıldığı bir elektronik dergiye dönüştürülmesi hedefleniyor.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Nerede doğdunuz, nasıl bir eğitim hayatınız oldu? Sanırım bir rahatsızlık sonucu görme engeliniz olmuş.

Aslen ailem Erzurumlu ama babamın memuriyeti sebebiyle Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde 1988 yılında doğdum ve orada büyüdüm. 14 yaşıma kadar görüyordum. Göz tansiyonum vardı ama görüyordum. 14 yaşımda gözlerimi kaybettim. Göz tansiyonundan dolayı ameliyat oldum, kornea nakli yaptılar. Sonra enfeksiyon kaptı gözlerim ve gözlerimi kaybettim.

İki yıl boyunca eğitim hayatım kesintiye uğradı. Bir araştırma süreci yaşadım. Çünkü görme engellilerle ilgili hiçbir şey bilmiyordum. Yani görme engelliler hayatlarını nasıl sürdürüyorlar, nasıl eğitim alıyorlar bilmiyordum. Ailem de bilmiyordum. Araştırma ve bu duruma alışma süreci geçirdim. Sonrasında İstanbul Kilyos’taki Veysel Vardal Görme Engelliler Okulu’nu bulduk. Okulu beğendik ve burada eğitim hayatımı sürdürdüm. Orta 2’den devam ettim. Ardından LGS’de aldığım puanla Anadolu Lisesi’ni tutturdum. Gemlik Celal Bayar Anadolu Lisesi’ne, Bursa’ya geçtim. Dört yıl da burada eğitimimi sürdürdüm. Sonra Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nü kazandım. Burada lisans ve yüksek lisans eğitimimi tamamladım.

Çocukken de bisiklete biner miydiniz?

Ama onun öncesinde bisiklet geçmişim var. Görürken de çocukluğumda bisiklet sürüyordum. 12 vitesli, 18 vitesli, 21 vitesli bisikletlerim vardı. Yine babamın memuriyeti sebebiyle 10 yaşımda Siverek’ten Bursa’ya göçtük. Uludağ’ın eteklerinde Telefrik Mahallesi’nde yaşıyorduk. Oralarda çok bisiklet sürmüşlüğüm vardır.

Tandem bisiklet nedir?

İngilizce’den geliyor, tandem. İkili, eş güdümlü yapılan her şey tandemdir. Tandem bisiklet; iki kişiyle yapılan, eşgüdümlü yapılması gereken, eşit özveri ve eşit emek gerektiren bir faaliyet… Birlikte görmeyi, birlikte hissetmeyi, birlikte pedal çevirip birlikte sosyalleşmeyi isteyenlerin aracıdır aslında bu bisiklet. Sadece bir bisiklet değildir. Aynı zamanda sosyalleşmenin de aracıdır.

Tandem bisikletle tanışmanız nasıl oldu?

Tamdem bisiklete üniversite yıllarımda başladım. Üniversitede görme engelliler birimi vardı. Belki adını duymuşsunuzdur; Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı (GETEM). Ona bağlı bir de engelli komisyonumuz var. Onlar aracılığıyla ve Boğaziçi mezunlarının da katkısıyla bir tandem alındı. Hayatımda ikili bisiklet, yani çift seleli, çift pedallı bisiklet görmüşlüğüm yoktu. O şekilde başladım, farklı oluşumlarda sürüşler yaptım.

Bisiklet sizin için nasıl bir araç?

Bisiklet benim için bir özgürlük. Benim için bir sosyalleşme aracı. Doğayla baş başa, iç içe olmak, doğayı en iyi şekilde hissedebileceğimiz araç bence bisiklet. Bir otomobille, uçakla, otobüsle gezdiğiniz yerleri hissedemezsiniz. Süratle akan ve geçen bir görüntü vardır, sadece camdan dışarıya bakarsınız. O da bizim için bir anlam taşımıyor. Zaten görmüyoruz. Arabanın camından bakamadığımız için de, öyle bir yere gitmenin bizim için anlamı olmuyor. Ama bisikletteyken o yolu hissediyorum, kuşları, güneşi, yüzüme çarpan rüzgârı, havayı, doğayı hissediyorum. Dolayısıyla bu bana bir canlılık ve yaşanmışlık takıyor. Gerçi sadece bizim gibi görmeyenler için değil, görenler için de öyle olduğunu düşünüyorum.

Sizin bir de derneğiniz var değil mi? Biraz bu derneğin faaliyetlerinden bahseder misiniz?

Tandem bisiklet kavramını Türkçeleştirdik, “eş pedal” adını verdik. 2015 Kasım’ında resmi olarak Eşpedal Derneği’ni kurduk. Kurucu başkanı benim. 2017 Temmuz’unda da merkezimizi İstanbul’dan İzmir’e devrettik. Türkiye’nin birçok noktasında derneğin temsilcilikleri var; İstanbul, Bursa, Eskişehir, Ankara, Denizli, Antep’te ve daha birçok yerde… Tabii resmi olarak kurulmuş başka oluşumlar da var. Bireysel sürüşler yapan görme engelli arkadaşlarımız da var ama Engelsiz Pedal ve Eşpedal (espedal.org) dernekleri bu faaliyetleri yürütüyor.

Rehberlik yapmak isteyenler ya da tandem bisiklet kullanmak isteyen görme engelliler ne yapmalı?

Bu derneklerin sayfalarına ulaşmak yeterli. Hepsinin sosyal medya hesapları var. Bisiklet sürmeyi bilenler rehber olabilir, görme engelliler de co-pilot olarak sürüşler yapabilir. Eşpedal’ın kolektifi de, temsilciliği de İstanbul’da bulunuyor, biz de kolektif ve temsilcilik olarak İstanbul’da faaliyetler yürütüyoruz. Hatta talep olduğunda farklı illere de gidiyoruz. Mesela 2017 Kasım’ında Mardin’in Midyat ilçesine gittik, Küçük Adımlarla Büyük Yarınlara sürüşüne katıldık. Orada üç görme engelli olarak sürüş yaptık, Mardin’in tarihi ve turistik yerlerini gezdik. Aynı zamanda Van’a gittik. Van Gölü’nün etrafını bisikletlerimizle döndük, 400 kilometrelik bir sürüş yaptık. Erciş Kazım Karabekir Okulu’nda görme ve işitme engellilerle sürüşler yaptık, sunum gerçekleştirdik. Van’ın ve Bitlis’in farklı noktalarında engelli merkezlerine uğradık. Çok güzel bir turdu.

Rehber bulmakta zorlanıyor musunuz?

Bazen kolay olmuyor maalesef. Zaten gönüllükle yapılıyor ve insanların işi çıkabiliyor, vazgeçebiliyor. Son dakika iptaller yaşayabiliyoruz. Mimar Sinan Üniversitesi’nde sosyal sorumluluk kurulu var, oradaki öğrenciler birçok sivil toplum örgütüne yardım ediyor. Mesela biz de onlardan talepte bulunmuştuk. 2017’de bize çok destek oldular. Sosyal medyayı kullanmamızda, görseller hazırlamamızda yardım ettiler. Bisiklet sürmeyi bilmiyorlarsa bile, stantlarımızda görev yaptılar. Genelde üniversiteler yardımcı oluyor. Ama bazen hiç kimseyi bulamayıp etkinlik iptal ettiğimiz de oldu. Çünkü rehber olmadan sürüş yapamıyoruz. Benim de bazen rehber bulamadığım, üzüldüğüm anlar oldu. Ama kafadar arkadaşlarımla sürüş yaptığımda mutluluğun doruklarına ulaştığım da oldu.

Bugüne kadar yaşadığınız en enteresan olay neydi? Yaşadığınız anıları biraz paylaşır mısınız?

Türkiye’den bir görme engelli olarak, tandem bisikletle ilk yurt dışı turunu da ben yaptım. 2016 Haziran’ında Gürcistan, Ermenistan ve Kafkas turu gerçekleştirdim. Gürcistan’a giderken Artvin Hopa’dan turu başlattık. Oradan Batum’a giriş yaptık. Batum’da Çeda diye bir kasaba var, orada bilgi merkezine gittik. Natali isimli çok cana yakın bir hanımefendi bize çay ısmarladı, sohbet ettik. Aradan yıllar geçti, bir arkadaşıma aynı rotayı verdim. O da bisikletle gezerken aynı merkeze uğramış. Yine Natili oradaymış ve rotayı nereden öğrendiğini vs. sormuş. “Bir görme engelli arkadaşım verdi” deyince de, “Natali “Mustafa’yı mı diyorsun? Tandemle gelmişti” diye beni hatırlamış. Bu benim için çok güzel bir şey. Bunu duyduğumda çok mutlu olmuştum. Onların yüreklerinde kalmak çok güzel bir şey.

Çok anım var ama birini daha anlatayım; yıllar önce Engelsiz Pedal’la Bursa’ya bir tur yapmıştık. Kitapta bu kadar detaylı anlatmadım, kamera arkasını vereyim size; o turdu bir bacağı olmayan ya da protezi olan engelli arkadaşlarımız da vardı ve hepsi bisikletleriyle gelmişti. Fatih isimli arkadaşımın da bir bacağı yoktu, protez kullanıyordu ve gece körü olduğunu söylemişti. Narlıdere’den gecenin yarısı dönerken Fatih’i bana rehber olarak verdiler. Adam hem gece körü hem de protez bacakla sürüyor (gülüyor). Onunla 30 kilometre kadar çılgınca ama çok da güzel bir sürüş yaptık. Tabii arkadaşlarımız etrafımızda bisikletleriyle sürerek bizi korudular, herhangi bir kaza geçirme riskimiz yoktu. Hem o arkadaşlarımıza hem de Fatih’le birbirimize güvendik.

“İki Pedal Arasında”, görme engelli bisikletçileri anlatan ilk kitap değil mi bu? Bu fikir nasıl oluştu?

Kendi anılarımı ve deneyimlerini paylaşmak için yola çıktım. Bu alanda gerçekten bir boşluk var. Literatürel anlamda bu boşluğu doldurmak gerektiğini düşündüm. Sizin de söylediğiniz gibi bir ilk. Yurt dışında tandem bisiklet ve bu sürüşlere dair yazılmış kitaplar var ama Türkiye’de tandem bisikleti ve engelli bisikletçileri konu alan hiçbir kitap yok. Bu kitap bu konuda ilk ve özgün. Aynı zamanda yurt dışındaki kitaplar da yarış odaklı; olimpiyatlar ve paralimpik oyunlar üzerine. Türkiye’de resmi olmayan yarışlar ve turlar yapılıyor ama paralimpik resmi yarış yok. Bu kitapta olanlar da yurt dışındaki kitaplarda yok. Mesela bu kitapta bisikletin sosyal yöne daha çok vurgulanıyor. Turistik olarak gezilen ve görülen yerler daha ön planda. Önde süren kişiyle, arkada süren engellinin birbiriyle diyaloğu, sosyalleşme süreci bu kitapta daha çok vurgulanıyor. Belki birilerinin önünü açar, üzerine başka şeyler koymak isteyenler çıkar diye bu kitabı yazmak istedim. 2014 yılından beri tandem bisiklete biniyorum. Altı yıllık deneyimimi aktarmak istedim. Çıraklık. Kalfalık dönemimi artık aştım, açıkçası ustalığımı da paylaşayım istedim. İyi ki de yazdım. Okuyanlardan çok güzel dönüşler alıyorum. Benim amacım, bu kitabın bir engelli kitabı olması değil, insanların bir gezi rehberi, bir şehir rehberi görmesi… Okuyanlar zaten bunu fark edecektir. Bir görme engellinin gözünden çevreyi, dünyayı algılayış şeklini göreceksiniz. Betimlemeler, yazım türü, üslup, akıcılık konularında da kendime güveniyorum. Tabii ki üstada erişemem ama kendimi “Kör Yaşar Kemal” olarak görüyorum.

Ayrıca bu kitap üç aşamalı bir sosyal sorumluluk projesine de hizmet ediyor. Biraz da bu projeyi anlatır mısınız?

Bu kitaptan gelen gelirle, onlarca bisiklet alacağım gibi bir iddiam yok. Bir tandem bisikletin fiyatı en az 2000 TL, yani pahalı. Şu anda bir bisiklet alabilecek bütçem oluştu. Kitabın gelirinin bir kısmını buna ayırıyorum ama kaç bisiklet alabileceğimi bilmiyorum. Birinci aşama olarak, yerel yönetimlerle irtibata geçip normal bisiklet istasyonlarının yanına tandem bisiklet istasyonlarının kurulması ve engellilerin bundan faydalanması. Mesela İstanbul’da, İstanbul kartını kullanarak bir rehber, görme engelli bir kişiyle sürüş yapabilmeli. Bunun örnekleri, Antep’te, İzmir’de var ama benim projemin farkı burada şu: iki pedal arasında mobil yazılım oluşturup hem insanların sürüş sonrası deneyimlerini paylaşacakları bir platform olsun hem bisikletin sanal takibi yapılsın hem de insanlar bu uygulama üzerinden diyalog kurarak sürüşler yapsınlar istiyorum. Bu uygulamada pilot ve co pilot havuzu oluşturup, eşleştirmeler yapılacak. Bu projenin ikinci aşamasıydı, üçüncü aşama ise deneyimlerin elektronik bir dergi olarak yayınlanması. “İki Pedal Arasında”nın sadece Mustafa İşçier’in yazdığı bir kitap değil, tüm engellilerin kolektif dergisi, deneyimlerini ve gezilerini aktardığı yer olmasını amaçlıyorum.

Hiçbir yerel yönetimle görüşmeniz oldu mu?

Henüz hiçbir belediyeye başvurmadım. Şu anda kitabın üzerinden her şey dönüyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin elinde tandem bisikletler var, bunların istasyonu yapılsın istiyoruz. Bu istasyonlara kitabın geliriyle biz de katkı sunalım.

Başka hayalleriniz, projeleriniz var mı?

Bu kitabı genişletip ikinci baskısını yapmak istiyorum. Van, Mardin turu gibi turları eklemek istiyorum. İkinci baskıyla birlikte kendime yurt dışı turları için destek, bir fon bulmak istiyorum. Gürcistan, Ermenistan, Kafkas bölgesini gezdiğimi söylemiştim, ama bunu genişletmeyi planlıyorum. Aklımda “Sekiz ülke, sekiz komşu” turu var.

DUVAR

Yaşadıkça

Engelliler Haber ve Bilgi Sitesi

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu