Lösemiden Hayatını Kaybeden Asker 30 Yıl Sonra Şehit Sayıldı
Vatani görevini yaparken lösemiden hayatını kaybeden Şerafettin Karataş ile ilgili 30 yıl sonra iki mahkemenin farklı karar vermesi acılı ailenin hayatını alt üst etti. İlk mahkeme kararı ile memur olarak atanan ailenin yakınları ikinci mahkeme kararıyla görevden alındı. SGK’nın itirazlarına takılan aile isyan etti.
Vatani görevi sırasında rahatsızlanıp hayatını kaybeden Şerafettin Karataş’ın ailesi yıllar sonra ‘şehitlik’ tartışması nedeniyle bir kez daha yıkıldı. SGK’nın Karataş’ı “şehit” kabul etmemesi üzerine açılan davada ilk mahkeme “şehit” derken bir üst mahkeme “şehit değil” kararı verdi. Devlet memurluğuna atanan şehidin oğlu ve kardeşinin görevlerine ise son verildi. Acılı aile ikinci kez şoke oldu.
“SGK Başvuruya Cevap Vermedi”
Şerafettin Karataş, sağlık kontrolünden geçerek 30 Mayıs 1989’da Mersin’de vatani görevini yapmaya başladı. Ancak yaklaşık 1 yıl sonra rahatsızlanan Karataş, hastaneye kaldırıldı. Akut lösemi olduğu ortaya çıkan Karataş, 15 gün sonra 15 Mayıs 1990 tarihinde hayatını kaybetti. Bunun üzerine acılı aile Sosyal Güvenlik Kurumu’na 5434 sayılı yasa gereğince Şerafettin Karataş’ın şehit kabul edilmesi için başvuruda bulundu. Ancak SGK’dan herhangi bir cevap alamadı.
“Mahkeme Lösemiden Ölüme ‘Şehittir’ Dedi”
Aile, oğullarını şehit sayılması için yargının yolunu tuttu. Ankara 11. İdare Mahkemesi, 6 Şubat 2020’de Şerafettin Karataş’ın görev şehidi olduğuna karar verdi. Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) uygulamalarına ve iç içtihatlara atıf yaptığı kararında, Şerafettin Karataş’ın askerliğe sağlıklı bir şekilde başladığına, askerlik esnasında görülen hastalığın zamanında fark edilmediğine ve ivedilikle hastaneye sevk edilmediğine dikkat çekti. Askerlik şartlarının ve sorunun geç fark edilmesinin hastalığın ilerlemesine neden olduğunu belirten mahkeme, hastalığın vazifeden kaynaklanmadığının altını çizerken, “Lösemi askerlik görevinin tesir ve etkisiyle ilerlemiştir” sonucuna vardı.
“30 Yıl Sonra Tören Düzenlendi”
Ankara 11. İdare Mahkemesi’nin “şehit” kararının ardından Karataş için tam 30 yıl sonra tören bile düzenlendi. Ailenin başvurusu ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında şehidin oğlu İbrahim Karataş ve kardeşi İsmail Karataş açıktan memur olarak atandı. İbrahim Karataş Maliye Bakanlığı’na ve İsmail Karataş Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda göreve başladı. Ancak 16 ay boyunca memur olarak çalışan şehidin oğlu ve kardeşinin hayatları, SGK’nın başvurusu ve bir üst mahkemenin aldığı kararla alt üst oldu.
“SGK İtiraz Etti, Oğlu ve Kardeşinin Hayatı Altüst Oldu”
SGK ilk mahkemenin “şehit” kararına itiraz ederek dosyayı Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdare Dava Dairesi’ne taşıdı. Daire, Şerafettin Karataş’ın ölüm durumunun bünyesel olduğu ve askerlik vazifesinin etkisiyle meydana gelmediği gerekçesiyle “Şehit değildir” kararı verdi.
“Şehit değildir” kararının ardından, şehidin oğlu ve kardeşinin görevlerine, memurluğa alınma şartlarını taşımadıkları gerekçesiyle son verildi. Şehidin kardeşi İsmail Karataş, “Hayatımız alt üst oldu. Önce şehit dediler sonra değil dediler. Şehit yakını olduğumuz için hizmetli memur olarak atandık, sonra memurluktan alındık. Biz de insanız ve mağdur olduk. Hem madden hem de manevi olarak derinden sarsıldık” dedi.
Aile dosyayı Anayasa Mahkemesine taşıdı. Son noktayı yüksek mahkeme koyacak. Askerlik görevi yapılırken hastalıklardan kaynakları ölümlerin şehitlik kapsamına alınıp alınmayacağına ilişkin Anayasa Mahkemesinin vereceği karar benzer davalar için örnek olacak.
TGRT Haber