Ömür Kahraman’ın Stoma Hikayesi: Torbayla Yaşamak
Türk Hava Yolları (THY) İtalya Bari Genel Müdürü Ömür Kahraman, stoma (ostomi) ile yaşayanlara rehber olması için yazdığı “Torbayla Yaşamak” adlı kitabı Vega Yayınlarından çıkarak okurları ile buluştu. Kahraman’ın, stoma ile ilgili uzun yıllar verdiği zorlu mücadelesini ve deneyimlerini aktardığı “Torbayla Yaşamak” kitabı alanında hem ilk hem de toplumsal farkındalık sağlayan çok önemli bir kaynak. Hem anne hem eş hem yönetici hem de yazar olarak hayatına bir çok başarıları sığdıran Ömür Kahraman’la Yasadikca.com okuyucuları için ilham dolu bir röportaj gerçekleştirdik.
Sizi tanıyabilir miyiz?
1972 Tekirdağ doğumluyum. Lisans eğitimimi İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde 1994 yılında tamamladım. Yüksek lisansımın ilkini 2008 yılında Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Küresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler bölümünde, ikincisini 2010 yılında Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İngilizce İşletme Programı’nda, doktora derslerimi ise Bahçeşehir Üniversitesi İşletme Bölümü Yönetim ve Organizasyon programında %100 burslu öğrenci statüsünde tamamladım. Doktora tez aşamasındayım.
1989 yılında tercümanlıkla başladığım iş hayatıma turizm ve havacılık alanlarında devam ettim. İngilizce – Arapça dillerinden kokartlı turist rehberiyim. Türkiye’nin araba kiralama şirketi sahibi ilk kadınıyım. Siyasetle ilgilendim, Avrupa Konseyi’nin en genç üyesi oldum. Türkiye Güreş Federasyonu Asbaşkanlığı, İstanbul Belediyesi’ne bağlı BİT’lerde yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulundum. İç denetim ve yöneticilikler yaptım. Öğretim görevlisiyim. Halen Türk Hava Yolları İtalya Bari Genel Müdürü olup; iyi derecede İngilizce, Arapça, orta seviyede Almanca ve İtalyanca biliyorum.
Farklı kültürleri tanımayı, gezmeyi, bildiklerimi yazarak ya da konuşarak paylaşmayı, ailemi, arkadaşlarımı, vefalı olmayı, gençleri, ülkemi, bayrağımı seviyorum. Ülkemin tamamını ve 113 ülkede yaklaşık 750 şehri gördüm.
Name Haber ve Turizm Haberleri başta olmak üzere çeşitli sitelere ve Fashion and Travel Magazine dergisine yazılar yazıyorum. Evliyim ve yazılım mühendisi olup, yönetim mühendisliği yüksek lisansı yapan 1994 yılında dünyaya gelen bir oğlum var.
Torbayla Yaşamak adlı ilk kitabınızı yazma fikri nasıl oluştu?
Bu fani dünyaya imtihan için geliyoruz. Hiç bir insanın parmak izinin bile birbirine benzemediği bu dünyada herkesin imtihanı da farklı farklıdır. Kimi evlatla, kimi işle, kimi aileyle, kimi varlık ya da yoklukla ya da sağlıkla imtihan olur.
Torbayla Yaşamak’ta, benim imtihanımla mücadelemi yazdım. Çocukluğumu, hastalık sürecimin tüm evrelerini, eğitim ve iş hayatımı sizler için yazdım. Kimsede görmediğim hatta başıma gelene kadar adını bile duymadığım stoma ile tanışmamı, torbayla yaşamı, bakımını, ibadeti, stomalı kişilere, yakınlarına, doktorlara ve hastane yönetimlerine naçizane tavsiyelerimi, kısacası duygularımı yazdım. Kitabın amacını, kısaca hayatlara dokunabilmek diye özetleyebilirim. Çünkü, bu bilmediğim, kabullenmekte zorlandığım ve defalarca ameliyat olmak durumunda kaldığım süreçte yaşadığım olumsuzlukları yeni stoma kullanacaklar yaşamasın, kendilerini yalnız hissetmesinler diye yazdım. Yaşadıklarımı unutup hiç olmamış gibi hayatıma devam edebilirdim. Stomalı olduğumu kimselere söylemeyebilirdim; ama sevgi ve bilgi paylaşınca artar, dertlerde paylaşınca azalır düşüncesiyle paylaşmak istedim. İtalya’da geçen yaz plajda gözüm önümde yürüyen çok güzel bir hanıma takıldı. Kadın birden bana doğru döndü ve o an yaşadığım büyük şok beni önce çok sarstı sonrada kendime getirdi. Kadının karnında torba vardı ve salına salına yürüyordu. Kendi de etraftakilerde her şey normalmiş gibi yaşıyor ve kadınla benim dışımda kimse ilgilenmiyordu. Kendi stomalı günlerimi düşündüm ve ben o kadın gibi rahat olamadım ama başkaları olmalı diye düşünerek eve geldim. Sevgili Mira Ordu 1.5 yaşında çocuklarında stoma ile yaşadığını biliyor musunuz? Hikayesini paylaşmıştı O gün Allahım sen bana yaşadıklarını yaz diye bir işaret gönderiyorsun diye düşünerek o dönemde yazdığım kitabı yarım bırakarak Torbayla Yaşamak kitabımı yazmaya karar verdim.
Kitabınızda kendi yaşam deneyimlerinizden hikayeler var. Kitabınızda da yer verdiğiniz sizi en çok etkileyen bizimle paylaşabileceğiniz bir anınızı anlatabilir misiniz?
O Kadar çok anı var ki.. İstanbul’da kardan hayatın durduğu bir gün hastanedeyim. Torbamın adaptörünü takamadım. Ben, annemle babam, hemşireler, doktorlar ne yaptıysak olmuyor. Havlunun arasına stomamı sarıp banyoda çaresizce 3 saat ağladım. Annem de oda da sessizce ağlıyordu. Annemle babamın hakkını asla ödeyemem.
Jejonostomili olduğum bir akşam torbam patlamış uyandığımda allak bullak oldum. Her yer dışkıydı. Gecenin 4’ü eşim uyuyordu. Hem çok utandım hem de o anı hayatım boyunca unutamam. Eşimi uyandırdım. Sen iyi misin dedi ve bana sen hep demez misin suyla sabun herşeyi temizler diye üzülme haydi gel önce seni yıkayalım sonra yatağı temizleriz dedi. Beni sakinleştirdi ve yanımdan hiç ayrılmadı. Onun sevgisi beni daha çok hayata bağladı.
Piyasada özellikle stoma ile ilgili bilgilendirme, bakım ve bilimsel kitaplar var. Sizin kitabınız yaşayan birinin kaleminden yazılmış hem ilk hem de çok önemli bir farkındalık kaynağı. Bunun için neler söyleyebilirsiniz.
Bana stoma açıldığında ne olduğunu nasıl yaşamam gerektiğini, temizliğini, bakımını hiç bilmiyordum. Ne daha önce adını duymuş ne de kimsede görmüştüm. Doktorumun bana gönderdiği bilimsel makaleyi de tıp terminolojisini bilmediğim için anlayamamıştım. Bu kitapta duygular var, yaşanmışlıklar var, dersler var, ibret var, mücadeleyi kazanma var, umut var. O yüzden çok önemsiyorum. Sadece stomalılar değil her hangi bir hastalığı olanların, yakınlarının ve tıp camiasının okuması gereken bir kitap. Etrafınızda bu kişilere hediye almanız gerektiğinde hediye edin eminim iyi ki okuduk diye size de bana da dua edeceklerdir.
İlk imzanızı da gerçekleştirdiniz okuyucularınızın geri bildirimleri nasıl?
Şükürler olsun çok güzel geri bildirimler alıyorum. İstanbul Milletvekilimiz Sare Aydın imza günümün ertesi günü arayarak müthiş bir kitap yazmışsın. Hem ağladım hem bilgilendim. Tüm tıp camiasının okuması gerekir, dilin çok akıcı bir gecede elimden bırakamadan okudum dedi. Bir arkadaşımın annesi 81 yaşında bağırsak hastası hastanede başucu kitabı yapıp, sürekli okudu, yetmedi, doktoruna ve aynı hastanedeki başka bir hastaya hediye etti. Babamın askeri liseden cellat lakaplı sınıf arkadaşı muhteşem bir kitap herkesin özellikle tüm doktorların okuması gerekir. Diye geri bildirimde ilk bulunanlar oldular. Kitabı duyup ben de torba kullanıyorum, babama yeni torba açıldı, anneme torba açılacaktı, kabul etmedi, kitabınızı okuduktan sonra kabul etti. İyi ki yazmışsınız diye olağanüstü geri bildirimler alıyorum. Okuyanlar 10 – 20 kitap siparişi verip etraflarına hediye ediyorlar. Bunlar öyle güzel duygular ki.. Çok şükür bin şükür diyorum.. Ve iyi ki yazmışım diyorum.
Son olarak stomalı bireyler, aileleri ve bu alanda çalışan uzmanlara mesaj olarak ne söylemek istersiniz?
Kitabımda bu üç gruba da tavsiyelerde bulundum. Mutlaka okusunlar. Bugün sağlıklıyız ya yarın başımıza ne geleceğini biliyor muyuz? Hayat stomalı da olsa yaşamaya değer. Yeter ki biz yaşamayı sevelim. Kendimizi hayattan koparmayalım ve başımıza gelenlerin sadece bizim başımıza gelmediğini, bizim gibi dünyada milyonlarca kişi olduğunu bilelim. Bir yılda stoma açılan vaka sayısı Avrupa’da 500 bin civarındayken Türkiye’de yaklaşık 20 bini bulmaktadır. Yalnız değiliz, utanmadan, korkmadan yaşamaya devam edelim. İnsan isterse her zorluğu yenebilir. İhtiyacınız olan enerji de siz de. Unutmayın; ömür, en büyük ödüldür. Hasta yakınlarının biraz daha empati yaparak acıyarak değil sevgi dolu yaklaştıklarını göstermeleri gerekirken hekimlerin hastaları iyi dinlemeleri, psikolojik diyerek bulamadıkları derdin üstünü örtmek yerine bu hastam ne anlatmaya çalışıyor acaba diye dinlemeleri ve iyi tetkik etmeden ameliyata karar vermemelerini tavsiye ediyorum.
İlave etmek istedikleriniz var mı?
İlkler zordur. Mutlaka eksiklikleri hataları vardır. Ancak, tedavimin bir parçası olmuş 13 hekimden ve 4 hemşireden önsöz istedim. Ne mutlu bana ki bir hekim dışında hepsi geri döndüler. Üstelik çok güzel övgülerle 15’i önsöz de verdi. Biri de önsöz yazamayacağını beyan etti. Sektörde ne kadar büyük bir eksikliği karşılayabilecek bir kitap olduğundan bahsettiler. Bu kitabı; tüm hastalık sürecimde yanımda olan, bana bakan, ameliyathanede kaldığım uzun saatlerde gözyaşı döküp haber bekleyen, dualarını hiç esirgemeyen annem ile babama ithaf ediyorum. Bu süreçte benden bir an olsun sevgisini, elini, yüreğini çekmeyen, zaman zaman kaprislerime katlanan canım annem ve babama, oğlum Kerim’e, kardeşim Ömer’e, eşi Zeynep’e ve bu hastalıkların arasında doğup ailemizi mutlu eden biricik yeğenim Elif’e, eşim Şevket’e, ameliyatlarımı yapan doktorlarıma, benim tedavimi üstlenen doktorlarıma, bana iyi bakan, güler yüzlerini esirgemeyen tüm hemşirelerime, hasta bakıcılarıma, hastane yönetimlerine, tüm dostlarıma, arkadaşlarıma, iş arkadaşlarıma, yöneticilerime sonsuz teşekkürü bir borç bilirim. Sizler olmasaydınız ben böyle güçlü hayata tutunamazdım. İyi ki varsınız ve hep var olun.
Röportaj: Mehmet Kızıltaş