Organ Nakli ile Sağlığına Kavuşan Hastaların Hikayesi
Yalova’da beyin ölümü gerçekleşen hastalardan ailelerinin izniyle yapılan organ nakilleriyle sağlığına kavuşan iki kişi, zorlukların ardından yaşama sımsıkı tutundukları günleri anlattı. Mustafa Kıroğlu (56), 12 yıl önce böbreklerinde yaşadığı sorun nedeniyle hastaneye gittiğini söyledi. Böbrek hastası tanısı konularak aylık tedavisinin başladığını, 2015’ten itibaren diyalize bağlı olarak hayatını sürdürdüğünü belirten Kıroğlu şöyle konuştu:
“Çok zor zamanlar yaşadım. 3,5 yıl kadar diyalize girdim. 2019 yılının şubat ayında Bursa’da nakil oldum. En büyük sıkıntı; diyaliz sürecinde makineye bağımlı bir insansınız. Ben haftada 4 gün gidiyordum. O yüzden hayatınızda bir kara nokta, bir duvar gibi her zaman önünüze çıkıyor. Diyalize girmeden yaşama şansınız yok. 21 Şubat gece saat 02:00 gibi telefon geldi. O saatten sonra uyumadım. Ertesi gün en uygun hastanın ben olduğum tespit edildi, 20 dakika içinde nakile aldılar”
Kıroğlu, nakil sonrası ilk günlerinin zor geçtiğini, bunu eşi ve 3 çocuğunun desteğiyle atlattığını dile getirdi. Nakilden 6 ay sonra adeta özgürlüğüne kavuştuğunu vurgulayan Kıroğlu, “6 ay evden çıkamadım. Daha sonra gezmeye başlayınca ‘Oh be dünya varmış’ diyorsun, rahat bir hayat yaşıyorsun. O eski makine bağımlılığı ortadan kalkıyor, rahat bir nefes alıyorsun” ifadesini kullandı.
Mustafa Kıroğlu, sağlığına kavuşunca birçok şehri gezdiğini, buna daha önce cesaret edemediğini aktardı. Yaşadıklarının ardından organ bağışına bakışının değiştiğini bildiren Kıroğlu şunları kaydetti:
“Diyaliz hastalarının su içmesi yasaktır, idrara çıkamadıkları için. En çok su içmek istiyordum. Su, hasret olduğumuz bir konuydu. Bu hastalığı yaşamadan önce bana sorulsaydı ‘Organımı bağışlamam’ diyebilirdim ama bu süreci yaşadıktan, bunu yaşayan insanlarla bir arada olduktan sonra organ bağışlamanın önemini anladım. Maalesef bu anlatılamıyor. Organ bağışı çok önemli. Şu an diyalizde çok ciddi sıkıntı çeken insanlar var”
Diyalize başladığında yaşadığı korkuyu ve endişeyi Yalova Devlet Hastanesi Diyaliz Ünitesinde görev yapan doktor, hemşire ve sağlık personeli sayesinde atlattığını ifade eden Kıroğlu iyileşmesine rağmen bu ünitedeki sağlıkçılar ve hastalarla görüşmeye devam ettiğini dile getirdi.
“Çok rahatım, yeniden doğmuş gibiyim”
Hasan Hüseyin Doğan (53) da iki kız babası olduğunu, kasaplık yaptığı dönemde belindeki ağrı nedeniyle hastaneye gittiğinde böbrek yetmezliği teşhisi konulduğunu belirtti. Yaklaşık 7 yıl tedavi gördükten sonra böbrekleri tamamen işlevini yitirince 2017’de diyalize girmeye başladığına değinen Doğan şöyle konuştu:
“Diyalize başladıktan 5-6 ay sonra nakil çıktı. 20-25 yıl bekleyenler, hiç çıkmayanlar da var. Çok sevindim çünkü diyaliz çok zor bir şey. Diyalize katlanmak çok zor. Haftada 4 gün üçer saat makineye bağlı kalmak kalbi yorduğu için vücudumuz yoruluyordu. İstanbul’da nakil olduktan sonra iki ay uyum süreci yaşadım. Bir yıl sonrasında normale döndüm ve eskiden yaptığım her şeyi yapmaya başladım. Çok rahatım, yeniden doğmuş gibiyim. Allah bunu bana lütfetti. Diyaliz hastası su içemez, sıvı bir şey kullanamaz. Ben de en çok çay ve suyu özlemiştim. Yaz döneminde diyaliz oluyordum. Su tüketmeyi istememe rağmen tüketememek vücut yorgunluğumu bir kat daha artırıyordu. Çok şükür hepsi geride kaldı”
Organ bağışına izin veren aile üyelerine teşekkür eden Doğan, “Bir bağışta 7-8 aile kurtuluyor ve hayatlarına normal şekilde devam ediyor. Ayrıca ölen insan sürekli bu ailelerden dua alıyor. Herkese bağışta bulunmalarını tavsiye ediyorum. 8 yıllık tedavinin ardından bağışın bana çıktığını duyunca büyük sevinç yaşadım. O anki sevincimi anlatmak mümkün değil” değerlendirmesini yaptı.
Elif Doğan ise babasının yeniden sağlığına kavuşmasından dolayı çok mutlu olduğunu bildirdi. Babasıyla tekrar gezebildiklerini, güzel vakit geçirdiklerini anlatan Doğan, bağışta bulunan aileye teşekkür ederek “Babamın nakil olacağını duyunca çok mutlu olduk. Evde bir bayram havası oldu” dedi.
AA