
Özel Gereksinimli Çocuklar İçin Kapsayıcı Eğitim Çağrısı
Okulların açıldığı ikinci haftada, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Neslihan Canpolat Çığ, Engelsiz Sesler programında özel gereksinimli çocukların eğitim sürecine dair önemli mesajlar verdi. Dr. Canpolat Çığ, “Her çocuk öğrenebilir, yeter ki biz onun öğrenme yolunu bulalım,” diyerek eğitimde fırsat eşitliği ve kapsayıcılığın altını çizdi.
Trt Radyo 1’de programı hazırlayıp sunan Deniz Peköz’ün moderatörlüğünde gerçekleşen yayında, özel gereksinimli öğrencilerin eğitim hayatında karşılaştığı zorluklar, bu zorlukların nasıl fırsata dönüştürülebileceği ve erken tanının önemi masaya yatırıldı.
“Okul, özel gereksinimli çocuklar için sadece bir eğitim alanı değil; aynı zamanda topluma katılımın ve kabulün kapısıdır.”
Geniş Bir Yelpaze, Farklı İhtiyaçlar
Dr. Canpolat Çığ, “özel gereksinimli çocuklar” ifadesinin tek bir grubu değil; otizm spektrum, öğrenme güçlüğü, dikkat sorunları, hiperaktivite, zihinsel yeti kaybı, dil-konuşma engeli, görme-işitme kayıpları ve kronik hastalıkları kapsayan geniş bir yelpazeyi ifade ettiğini belirtti. Bu çeşitliliğin her öğrenciye özgü, farklı destek yöntemlerini gerektirdiğini vurguladı.
Erken Tanı ve Gözlemin Önemi
Çocuklarda özel gereksinimlerin erken fark edilmesinin hayati bir rol oynadığını ifade eden Dr. Canpolat Çığ, “Okul öncesi ve sınıf öğretmenleri, çocukları uzun süre gözlemleyen kişiler olduğu için bu süreçte kilit rol oynuyor. Evde fark edilmeyen durumlar, sınıfta net bir şekilde gözlemlenebiliyor,” dedi.
Ancak Dr. Canpolat Çığ, öğretmenlerin tanı koyma yetkisi olmadığını vurgulayarak, ailelerle kurulacak sağlıklı iletişimin ve rehberlik birimlerine yönlendirmenin altını çizdi. “Bir öğretmen ‘bence otizm var’ diyemez. Bu büyük bir sorumluluktur ve ciddi sonuçlar doğurabilir,” diyerek uyarıda bulundu.
Eğitim Ortamında Küçük Dokunuşlar, Büyük Değişimler
Programda, özel gereksinimli çocukların güçlü yönlerine odaklanmanın, akademik başarı kadar aidiyet ve özgüven duygularını da geliştirdiği vurgulandı. Öğrencinin hareket ihtiyacını sınıf içi sorumluluklarla dengelemek, uzun yönergeleri basitleştirmek, sözel ifade yerine yazılı yanıt alma gibi basit uygulamalarla öğrencilerin eğitime aktif katılımı sağlanabiliyor.
“Öğrenci öğrenemiyor değil, biz onun öğrenme yolunu henüz keşfedemedik.”
Kapsayıcılık Yalnızca Sınıfla Sınırlı Değil
Toplumun tüm kesimlerine de çağrıda bulunan Dr. Canpolat Çığ, kapsayıcılığın yalnızca okul duvarlarıyla sınırlı kalmaması gerektiğini belirtti. Servis şoföründen mahalle bakkalına, okul hizmetlisinden çevre esnafına kadar herkesin özel gereksinimli bireylere karşı duyarlı olması gerektiğini vurguladı.
Son Söz: Sosyal Farkındalık Sıradanlaşmalı
Yayının sonunda konuşan Deniz Peköz, “En büyük farkımız sosyal farkındalığımız değil, sosyal farkındalık gerektiren konuları hak temelli bir yaklaşımla sıradanlaştırabilmemiz olsun” diyerek kapsayıcı eğitim çağrısını yineledi.
Sosyal medya hesaplarımız:
İnstagram sosyal medya hesabı için tıklayın
Linkedln sosyal medya hesabı için tıklayın
X sosyal medya hesabı için tıklayın
Facebook sosyal medya hesabı için tıklayın
Kaynak: Yaşadıkça.com